İBB Afet Koordinasyon Merkezi’nde (AKOM) ‘Deprem Bilim Kurulu’ 15 Şubat’ta ilk kez toplanmıştı. Kurul, 25 Şubat’a kadar birçok toplantı düzenledi. Toplantılarda depremin lojistik, mühendislik, şehircilik ve mimari, toplumsal sağlık, ekonomik, yönetsel ve hukuki boyutu tartışıldı.
Toplantılara enerji, bilişim, ulaşım, deniz ulaşımı, yer bilimleri, inşaat, çevre, şehircilik, mimari, toplum, sağlık, ekonomi ve hukuk alanlarından sektör ve akademiden Övgün Ahmet Ercan, Celal Şengör, Naci Görür ve Okan Tüysüz gibi 200’ün üzerinde kişi ve İstanbul’un çeşitli belediyelerinin başkanları da katıldı.
Raporda toplanma alanları, itfaiye birimlerinin yeri, geçici barınma alanları, deprem riski gibi konularda haritalar paylaşıldı.
MALİYET EN AZ 360 MİLYAR LİRA
Raporun başında İmamoğlu’nun sözlerine yer verildi. İmamoğlu, sadece sorunlu binaların dayanaklı hale getirilmesinin maliyetinin 360 milyar lira olduğunu ve bunun İBB’nin üç yıllık bütçesinde denk geldiğini belirtti. İmamoğlu, bunun hükümetle birlikte yapılmasını gerektiğini dile getirdi.
İmamoğlu, şunları söyledi:
“Çok iyimser biçimde bina başına 4 bağımsız birim varsaydığımızda, sadece sorunlu binalarımızı dayanıklı hâle getirmenin faturası 360 milyar lira eder. Şunu söyleyeyim: Bu, İBB’nin üç yıllık bütçe büyüklüğünün üzerinde bir rakam! 115 milyar liralık bir bütçemiz var. Biliyoruz ki depreme hazırlıklı olmak sadece bu binaların güçlendirilmesi demek değil! Çok ötesinde ve maliyeti yüksek işler yapmamız gerekiyor. Şimdi seferberlik zamanı diyoruz! Dört bir yandan halkımız imkânlarını zorlayarak yardıma koştu, koşmaya devam ediyor. İnsanlar, haneler, toplumlar acılı zamanlarda, büyük felaketlerde bir araya gelir. Karşıtlıklar, birikmiş düşmanlıklar, küslükler aşılır.
HÜKÜMETE ÇAĞRI
Buradan hükümetimize de bir çağrı yapmak istiyorum. Gelin hep birlikte hem deprem bölgesini hem de İstanbul gibi deprem tehdidi altında yaşayan bölgeleri, kentleri rahatlatalım. İstanbul, öyle ya da böyle Türkiye ekonomisinin belkemiği, GSMH’nin en az 1/3’ü bu bölgede üretiliyor. Nüfusunun yaklaşık 1/4’ü İstanbul ve çevresinde yaşıyor. Tarihi-kültürel mirasının en değerli öğeleri bu kadim şehirde. Geçtiğimiz dönemde bu birikim ve yoğunlaşma nedeniyle büyük ölçekli denen projelerin hedefi hâline geldi İstanbul.
“YATIRIMI İNSANIMIZA YAPALIM”
İşte orada ormanlarını ve su havzalarını yer yer tahrip ederek inşa edilen üçüncü havalimanı duruyor. 10 milyar dolarlık bir kaynak inşa süreci için kullanıldı. Günün sonunda 30-40 milyar dolarlık bir kaynağa karşılık gelen yatırımdan söz ediyoruz. Bu yapıldı. Eleştirdik. Bu arada çalışan bir havalimanını da pistleriyle imha ettik.
Şimdi milyonlarca İstanbullunun büyük kaygı içinde yaşamını sürdürdüğü bir dönemde buradan bir çağrıda bulunmak istiyorum: Gelin bu seferberlik ve ulusal birlik anında bir başka büyük proje yapalım. Cumhuriyet tarihinin en büyük projesini yapalım. Gelin o büyük projeyi ıssızlığın ortasındaki bir coğrafyaya yapmayalım. 100 milyar doları, insansız bir coğrafyaya gömmeyelim. Gelin bu kez yatırımı insanımıza yapalım.”