Türkiye’nin bir deprem ülkesi olduğunu ve depremden korunmanın yolunun da kentsel dönüşümden geçtiğini hatırlatan İnsay Yapı Yönetim Kurulu Başkanı İhsan Çulhalık, buna karşın kentsel dönüşümün hızının istenilen seviyeye bir türlü gelemediğini söyledi. Kentsel dönüşümüm önündeki en büyük engelin ise kat maliklerinin uzlaşamaması olduğunu kaydeden Çulhalık, hazırlanan yeni yasa teklifinin bu sorunun çözümünde önemli rol oynayacağını belirtti.
Konuyla ilgili konuşan İhsan Çulhalık “Başta İstanbul olmak üzere Türkiye’nin en birincil sorunu çarpık kentleşme depremdir. Türkiye, bir deprem ülkesi ve bizim bu konudaki hazırlıklarımız yeterli değil. Kentsel dönüşümün hiç vakit kaybetmeden hızlanması gerek. Buradan yola çıkarak Kentsel Dönüşüm Kanunu çerçevesinde yeni bir yasa teklifi hazırlandı. Teklife göre kentsel dönüşümün önündeki en büyük engellerden biri olan kat maliklerinin uzlaşmada 3’te 2’yi yakalama zorunluluğu kalkıyor.
Teklif yasalaşırsa kat maliklerinin yarısından bir fazlası ile kentsel dönüşüm kararı alınabilecek. Yani çoğunluk sağlandığında kentsel dönüşüm yapılacak. Bu en hayati ve en öncelikli konudur. Keşke bu teklif üzerinde daha önce çalışılsaydı ve kentsel dönüşümde daha hızlı ilerlenebilseydi. İşimiz çok. İstanbul’da 6 milyon konut olduğu söyleniyor.
Bunun 1,5 milyona yakın kısmı risk altında ve 600 bin civarı bağımsız bölümün acil dönüşmesi gerekiyor” diye konuştu.
“Konut kredileri ulaşılabilir olmalı”
Öte yandan; sektörün arz artışının sağlanmasının öneminin altını çizen İhsan Çulhalık, bir yandan inşaat süreçleri hızlanırken bir yandan da vatandaşın konut almasını kolaylaştıracak şartların oluşturulması gerektiğini dile getirdi.
Çulhalık “Daha önce de defalarca dile getirdiğimiz gibi yetkililerden bu dengesiz ve zorlayıcı piyasa hareketlerinin düzelmesi için gereken çalışmaların yapılmasını talep ediyoruz. Ekonomik denge ve istikrar bir an önce oluşturulmalı. Vatandaşın tekrar barınma ihtiyacını karşılayacak duruma gelmesi sağlanmalı. Bunun için de konut kredilerinin ulaşılabilir hale getirilmesi ve konut alıcısına gereken desteğin sağlanması gerekiyor. Diğer taraftan konut üreticisine de yatırım yapabilmesi arzı arttırabilmesi için gereken destek verilmeli. Unutmamalı ki; inşaat ve gayrimenkul sektörü ülkemizin lokomotif sektörüdür ve 250’den fazla alt sektörü beslediği gibi çok yoğun istihdam da sağlamaktadır” dedi.