Artan enfeksiyon rakamları ile ekonomiler üzerinde baskı devam ediyor. Küresel çalışmalar gösteriyor ki baskının yarattığı sosyoekonomik sonuçlar kadınlara erkeklerden daha çok zarar veriyor. Kısıtlamalarla artan ev için iş yükü, iş ve gelir kayıpları zaten cinsiyet eşitsizliğinin hala kuvvetli olduğu ekonomik düzende kadınların işini daha çok zorlaştırıyor.
Birleşmiş Milletler Kadın Birimi Avrupa ve Orta Asya Bölgesi Başkan Yardımcısı Blerta Cela, kriz anlarında zaten var olan eşitsizliklerin daha da derinletişini ifade ederken, pandeminin kadınların ekonomik katılımını erkeklere göre daha fazla zedelediği görüşünde.
Cela kadınların ekonomiye pandemi öncesi zaten daha eşitsiz koşullarda katıldıklarını vurguluyor. Bu koşullardan ilki kadınların kayıt dışı ekonomilerde ve ekonomik güvenliği olmayan işlerde daha fazla yer almaları: “Kadınlar zaten daha az kazanıp, daha az tasarruf edebiliyorlardı. Zayıf kontratları zorlayacak, daha fazla şey talep edebilecek güçleri yok. Üstelik gelir dışında sağlanan sigorta, işsizlik desteği gibi uygulamalar kadınlara daha az ulaşıyor.”
Birleşmiş Milletler rakamlarına göre kadınların iş saatleri %42 azalmış durumda. Cela gelir sağlayan iş yükünün azalması kadar, gelir sağlamayan iş yükünün artmasının da önemli olduğunu ifade ediyor. Özellikle okulların kapanması hane içinde çocuk bakımının getirdiği sorumlulukların erkeklere göre kadınlarda çok daha fazla arttığı dikkat çekiyor.
Ekonomik zorluklar dışında Birleşmiş Milletler’in “gölge pandemi” olarak tanımladığı kadına karşı şiddette da büyük artışlar görülüyor.
Eşitsizlikler pandemi sonrası kalıcılaşır mı?
Cela’ya göre pandeminin kadınlar üzerinde yarattığı bu negatif etkiler pandemi sonrası düzende kalıcı hale gelebilir: “Pandeminin kadınların ekonomik devamlılığı üzerinde etkisi erkeklerden çok daha fazla olacak. Daha az kazandıkları, daha hassas işlerde çalıştıkları için kadınların uzun dönemli ekonomik şokları absorbe etmeleri zor. Uzun dönemde kadınları da kapsayan sürdürülebilir kalkınma amaçlarından sapıldığını görebiliriz.”
Peki ardı ardına açıklanan teşvikler kadınlar için iyi haber olabilir mi?
Cela’ya göre mali teşvikler milli politikalarla uyum içerisinde ilerlemeli ve cinsiyet eşitliğini öncelik haline getirmeli. Bu paranın bir kısmının kadınların ağırlıkta olduğu veya ağırlıkta etkilendikleri sektörlere akması önemli.
Verilere göre kadınlar sağlık ve hizmet sektörlerinin üçte ikisini oluşturuyor. Cela’ya göre desteklerin odaklanması gereken sektörlerin başında kadınların işgücünün çoğunu oluşturduğu perakende, konaklama, tekstil sektörleri gelmeli. Teşvikler kadın sahipliğindeki işletmeleri desteklemeli, özellikle küçük işletmeler ayakta tutulmalı. Ekonomide kadın istihdamını artıracak programlara ağırlık verilmesi, ve özellikle çocuk-yaşlı bakımını kolaylaştıracak yatırımlar yapılmalı.
Bu çözümlerin inovatif ve odaklı olması önemli.
Cela’nın dikkat çektiği bir noktada desteklere erişim. “Bu desteklerin sadece banka transferleri üzerinden yapılmaması önemli—çünkü her kadının bankalara erişimi yok. Fonlara banka dışında erişimler sağlanmalı.”
Türkiye’de kadınlar gelirlerinin %52’sini kaybetti
Cela pandeminin küresel bir kiriz olduğunun altını çiziyor, ancak ülkeler arası ortaya çıkan bazı farklılıklar da mevcut.
Örneğin Avrupa ve Orta Asya bölgesinde en yüksek gelir kaybı yaşayan kadınların %52 kayıp ile Türk kadınları olduğu görülüyor. Bu rakam Kuzey Makedonya’da %15 seviyelerinde.
“Çocuk bakımı ve benzer hizmetlere yatırım yapan ülkeler eşitlik konusunda daha iyi bir noktadalar ancak kriz küresel—yani Türkiye’de istisna değil,” diyen Cela, Türkiye’de kadınların ekonomik güvenliğinin kötü etkilendiğinin altını çiziyor.
Gelir sağlamayan hane içi iş yükü kadınlar için çok daha büyük oranda arttığını ifade eden Cela, kadınlar için koordineli bir destek programı olması gerektiğini belirtiliyor: “Türkiye’de Kovid-19’un yarattığı etkilere cinsiyet boyutunu da atlamayan, koordineli bir bakış ile yaklaşmak önemli—ülkede zaten cinsiyet eşitsizliği ve kırılganlığı var. Tüm paydaşların daha dayanıklı ve sürdürülebilir bir ekonomi için çalışması gerek. Bu adımlar sosyal hizmetler olabilir, kadınlara nakdi destek olabilir, temel giderleri azaltacak adımlar, kadınların sahipliğindeki işletmelere destek, sektör odaklı yardımlar olabilir. Tüm bu desteklerin ve programların kimseyi geride bırakmaması çok önemli.”
Cela’ya göre kadınların dışında bırakıldığı bir ekonomik toparlanma dünya ülkelerine milyarlarca dolar zarar getirebilir.
“Sürdürülebilir toparlanmayı kadınların ekonomik katılımı sağlayacak. Kadınlar olmadan tam toparlanma olmayacaktır.”
Dilara Sarı