Boğaziçi Üniversitesi, Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü (KRDAE) ile Bölgesel Deprem-Tsunami İzleme ve Değerlendirme Merkezi (BDTİM), Kandilli Rasathanesi Bölgesel Deprem-Tsunami İzleme ve Değerlendirme Merkezi’nde basın toplantısı düzenledi.
Toplantıda, KRDAE’nin Ulusal Tsunami Uyarı Merkezi ve Bölgesel Tsunami Hizmet Sağlayıcı olarak ülkemizde tsunami tehlikesi ve risk azaltımı alanında yaptığı çalışmalara dair bilgilendirme yapıldı. Ayrıca 30 Ekim 2020’de İzmir’de meydana gelen deprem ve sonrasında oluşan tsunami hakkında açıklama yapıldı.
Toplantıya Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Haluk Özener, Müdür Yardımcısı Prof. Dr. Ali Pınar ve Bölgesel Deprem-Tsunami İzleme ve Değerlendirme Merkezi Müdür Yardımcısı Dr. Öcal Necmioğlu katıldı.
“BİN 504 ARTÇI ŞOK”
Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Haluk Özener yaptığı sunumda İzmir depreminde meydana gelen artçı şoklar hakkında bilgi verdi.
Prof. Dr. Haluk Özener, “Bugün sabah 09.00 itibariyle depremin olduğu merkezin 50 kilometre yarıçapında olan deprem sayılarını verelim. Biz sabah 09.00 itibariyle bin 504 tane artçı şok tespit ettik. Bunların 49 tanesi 4 ve üzerinde olanlar. En büyüğü 5.2 olmak üzere artçı şoklarımız var. Bu saat itibariyle bin 581 oldu. 1.3’ten 5.2’ye doğru değişiyor” şeklinde konuştu.
“TSUNAMİ ALAÇATI’DA BİN 300 METRE, AKARCA’DA 820 METRE KADAR KIYIDAN İÇERİYE GİRDİ”
Prof. Dr. Haluk Özener, şu ifadeleri kullandı:
* Arazide yapılan tespitlerden sonra Sığacık’ta 1.9 metreye varan su baskın yükseklikleri tespit ediliyor. Sığacık ve Akarca’da 5-6 metrelere varan tırmanma yükseklileri tespit ediliyor.
* Tırmanma yüksekliklerin anlamı, dalga geliyor, topoğrafik yapıyla karşılaşıyor ve geri dönüyor. O en son geri gittiği noktadaki yüksekliğe deniyor. Bu tsunaminin 6 metre yükseklikte anlamına gelmiyor.
* Alaçatı Azmak tarafında bin 300 metre kadar kıyıdan içeri girdiği, Akarca’da 820 metre ve Sığacık’ta da 320 metre su baskını mesafesi tespit edilmiş durumda.
* Su basma seviyesi 1.9 metre, kimi yerlerde de bin 300 metre içeriye kadar deniz dalgası gelmiş vaziyette. Bu en son tsunaminin saha değerlendirmesi.
“BİZİM BEKLEMEDİĞİMİZ BİR OLAY DEĞİLDİ”
Basın toplantısının ardından BDTİM Müdür Yardımcısı Dr. Öcal Necmioğlu, İzmir’de yaşanan tsunami ve İstanbul’da beklenen depremin ardından tsunami etkisi hakkında açıklamalarda bulundu.
İzmir Sığacık’taki tsunami ile ilgili Öcal Necmioğlu, şöyle konuştu:
* Bu bizim beklemediğimiz bir olay değildi. Tarihte Egedeki depremler tsunami üretmişler.
* 1956 yılında Amargos depreminde Fethiye’de Bodrum’da 1 metre dalga yüksekliği var. Fethiye’de 250 metre su içeri girmiş.
* Çok daha farklı örnekler de var. İnsan hafızası bunları unutuyor. Yapmış olduğumuz bilimsel çalışmalar Türkiye’de, Karadeniz’de, Ege’de, Akdeniz’de, kıyılarımızda tsunami olabileceğini gösteriyor. Bizim için sürpriz herhangi bir durum yoktur.
“GEÇMİŞTE OLDUYSA GELECEKTE DE OLABİLİR”
‘İstanbul depremi ve sonrasında tsunami olur mu?’ sorusuna Necmioğlu, şu şekilde yanıt verdi:
* Bunun için geçmişe bakmak lazım. Geçmiş bugünün de geleceğin de anahtarıdır.
* Tarihsel kataloglara baktığımız zaman 1509, 1894 ve bazı depremlerin çeşitli çaplarda tsunamilere neden olduğunu görüyoruz.
* Burada bahsettiğimiz şey Pasifik’teki, Hint Okyanusu’ndaki gibi dalga yükseklikleri değil. Modelleme çalışmalarına baktığımızda depremin genellikle yanal atımlı olmasından dolayı bu depremlerin çok da büyük dalga üretemeyeceğini de görüyoruz.
* Tarihsel kayıtlar daha yüksek dalga boyutlarını gösteriyor. Tarihte olmuş depremlerin denizaltı heyelanlarını tetiklemiş olabileceği ve normal depremden dolayı değil de depremin tetiklemiş olduğu kütle hareketinden dolayı yerel tsunamilerin gözlemlenmiş olduğu.
* Güncel modelleme çalışmaları da bu yaklaşımı doğruluyor. İşin içerisine heyelanı da kattığınız zaman daha yüksek dalga boylarını görebiliyorsunuz. Cevap Evet. Geçmişte olduysa bugün de olabilir. Gelecekte de olabilir. DHA