Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı Karayolları Genel Müdürlüğünce, 1915 Çanakkale Köprüsü’nün yapım ve işletme süresinin (toplam 16 yıl 6 ay 12 gün) hiçbir şekilde değişmeyeceği ve projenin erken bitirilmesi durumunda ortaya çıkacak sürenin, işletme süresine dahil edileceğinin sözleşmede yer aldığı bildirilerek, “Sözleşmedeki bu hükümle, yüklenicinin projeyi erken bitirmesi teşvik edilmesi sayesinde, açılışın öngörülenden 1,5 yıl erkene alınması mümkün olmuş, böylece 622,5 milyon avro tasarruf sağlanmıştır.” ifadesi kullanıldı.
Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı Karayolları Genel Müdürlüğü’nden, 1915 Çanakkale Köprüsü ile ilgili bazı yayın organlarında yer alan iddialara ilişkin açıklama yapıldı.
1915 Çanakkale Köprüsü’nün, şehit atalarına saygılı, milli bağımsızlık bayrağını taşıyan, dünyayla rekabet eden yeni Türkiye’nin en güzel ve en doğru eserlerinden biri olduğu belirtilen açıklamada, “ecdada saygı, geleceğe armağan” niteliğindeki eserin, milli ekonomi ve milli bağımsızlığı korumadaki kararlılığın ve altyapı yatırımlarını artırmaya ve güçlendirmeye yönelik vizyonun değerli bir parçası olduğu vurgulandı.
“622,5 milyon avro tasarruf sağlanmıştır”
Çanakkale Deniz Zaferi’nin 107. yıl dönümünde hizmete açılarak, milletin ve dünyanın hizmetine sunulan 1915 Çanakkale Köprüsü ve Malkara-Çanakkale Otoyolu’na dair maddi bilgilerin aktarıldığı açıklamada, şunlar kaydedildi:
“Yüklenici firma ile yapılan sözleşmenin 5 maddesi, yapım ve işletme süresinin (toplam 16 yıl 6 ay 12 gün) hiçbir şekilde değişmeyeceğini açık ve net biçimde ifade etmektir. Öte yandan projenin erken bitirilmesi durumunda ortaya çıkacak sürenin, işletme süresine dahil edileceği de sözleşmede yer almaktadır. Sözleşmedeki bu hükümle, yüklenicinin projeyi erken bitirmesi teşvik edilmesi sayesinde, açılışın öngörülenden 1,5 yıl erkene alınması mümkün olmuş, böylece 622,5 milyon avro tasarruf sağlanmıştır.”
“Projenin ekonomiye etkileri”
Projenin, 2 milyar 545 milyon avro yatırım tutarı ile tamamlandığının altı çizilen açıklamada, “Görevli şirket tarafından ödenen ‘Kamulaştırma bedeli’, ‘İşletme ve Ağır bakım maliyeti’ ile ‘Finans maliyeti’ de dahil olmak üzere, toplam hesaplanan (yaklaşık maliyet nominal değerlerle) 4 milyar 329 milyon avro iken, görevli şirkete devletin taahhüt ettiği garanti bedeli ise 3 milyar 796 milyon avrodur. Bu bedel, işletme süresinin erken başlamasına rağmen yüzde 12 daha azdır. Yani iddia edilen zarar, tamamen hayal ürünü ve iftiradır.” değerlendirmesi yapıldı.
Söz konusu proje ile bir yılda zamandan 382 milyon avro, akaryakıt tüketiminden 31 milyon 300 bin avro, karbon salınımındaki azalmayla çevresel olarak 1 milyon 900 bin avro ve toplamda 415 milyon avro tasarruf edileceği bildirilen açıklamada, öte yandan üretime etkisinin 5,362 milyar avro, GSYH etkisinin 2,442 milyar avro ve istihdama yıllık etkisinin 118 bin 209 kişi olacağı belirtildi.
“İddialar kamuoyunu yanlış bilgilendirme ve yönlendirme maksadı taşıyor”
Ortaya atılan iddiaların, kamuoyunu yanlış bilgilendirme ve yönlendirme maksadı taşıdığı vurgulanan açıklamada, şunlar kaydedildi:
“Muhalefet etmenin, milletine, devletine düşmanlık etmek olmadığını defalarca tekrarladık. Bu düşmanca çizgiden vazgeçmeleri, yalanlara milletimizi yanıltmamaları, uydurma iddialarla ve tehditlerle yabancı turist ve yatırımcıları Türkiye’ye gelmekten alıkoymak için gösterdikleri çabayı bırakmaları konusunda kendilerini defalarca uyardık. Onlar bu yoldan vazgeçmeyince de çeşitli iftiralarıyla ilgili hukuki süreçleri başlattık. Onları kamuoyunun vicdanına ve adalete havale ettik. Ancak yalanı, iftirayı, karalamayı bir ideoloji olarak benimsemiş bu kişiler, boşa çıkan her iddialarından sonra yeni bir tanesine sarılarak ‘muhalefet yapıyormuş’ gibi görünmeye çalışmaktan vazgeçmiyorlar. Biz de ne milletimize hizmet etmekten vazgeçeceğiz ne de bu müfterilerle mücadele etmekten.”