Deprem kuşağında yer alan Türkiye’de riskli bina adedinin çokluğu nedeniyle, 24 Ocak’ta Elazığ’da gerçekleşen 6,8 büyüklüğündeki depremin ardından kentsel dönüşüm çalışmalarına hız verildi. Bu kapsamda, imar barışına giren binaların güçlendirilmesinin önündeki engel kaldırıldı.
Kentsel dönüşümü hızlandıran ve maliyetini düşüren güçlendirme seçeneği, mevzuattaki birtakım kısıtlamalar nedeniyle sorunlu yürütülüyordu. Bu kısıtlamalardan biri, 20 Şubat Perşembe günü Resmi Gazete’de yayınlanan Kat Mülkiyeti Kanunu’nun 3194’üncü maddesine eklenen geçici madde ile kaldırıldı. Bundan böyle, imar barışı kapsamına giren binalarda güçlendirme yapılabilecek.
İlgili maddede, “…hasar görmüş olmakla birlikte ıslahının mümkün olduğu tespit edilmiş olan yapılarda, ilave inşaat alanı ihdas edilmemek şartıyla, 23/6/1965 tarihli ve 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanununa göre güçlendirme kararı alınarak güçlendirme yapılabilir. Bu yapılarda güçlendirme izni, bu Kanunda ve ilgili diğer mevzuatta öngörülen şartlara ve kısıtlamalara tabi olmaksızın, güçlendirme projesine istinaden ilgili idaresince verilir. Güçlendirilecek olan yapının üzerinde bulunduğu taşınmazın mülkiyetinin belediyeye veya Hazineye ait olması durumunda; taşınmaz satın alınmadıkça güçlendirme yapılamaz” ifadelerine yer verildi.
Risk oluşturuyordu
Deprem Güçlendirme Derneği Başkanı Sinan Türkkan, söz konusu düzenlemenin kentsel dönüşümün önündeki çok önemli bir engeli ortadan kaldırdığını söyleyerek, “İmar barışı için toplamda 10 milyon 250 bin kişi müracaat etmişti, ancak belediyeler imar barışından yararlanan binalara güçlendirme izni vermiyordu. Bu binaların bazılarının yıkılana kadar ayakta kalması risk oluşturuyordu. İstanbul Kartal’da çöken bina, bunun en somut örneğiydi. Söz konusu bina da imar barışı kapsamına girip müracaat aşamasında kalan binalar arasındaydı. İlgili değişiklik, kentsel dönüşümüzü hızlandıracak çok önemli bir hamledir” diye konuştu.
100 binlerce konut güçlendirmeyle kurtarılabilir
Kentsel dönüşümde güçlendirme seçeneğinin önemini vurgulayan Türkkan, araştırmalara göre, İstanbul’da tam rakam bilinmemekle birlikte, 2000 yılından önce inşa edilmiş bina sayısının 1 milyonu geçtiğini söyledi. Bu yapıların literatürdeki çalışmalara göre, 150-200 bin kadarının orta ve ileri hasar alma ihtimalinin olduğunu belirten Türkkan, bunların önemli bir kısmının güçlendirmeyle kolaylıkla kurtarılabileceğini ifade etti. Güçlendirme maliyetinin yıkıp yeniden yapma maliyetinin çoğu zaman çok altında olduğunu hatırlatan DEGÜDER Başkanı Türkkan, 100 binlerce riskli konutun hem maliyet, hem de zaman açısından güçlendirmeyle rahatça kurtarılabileceğini dile getirdi. Tüm binaları yıkıp yeniden yapmanın hem 20 yıldan uzun süreceğini, hem de maliyeti artıracağını belirten Türkkan, güçlendirmenin önündeki diğer engellerin de kaldırılması gerektiğini yineledi.
Güçlendirmede KDV yüzde 1’e düşürülmeli
Güçlendirmenin önündeki diğer engelleri sıralayan Sinan Türkkan, sözlerini şöyle sürdürdü: ‘‘Belediyeler ve resmi kurumlarda bürokratik işlemler daha kısa sürede bitirilebilir. Güçlendirme izinlerinde ve iş bitiminde, iskan alımında mevzuattaki yükümlülükler azaltılmalıdır. Zamanında yasal izinlerini almış, ruhsatlı ve iskanlı binanın güçlendirme yapmasına kolaylık sağlanmalıdır. Bankalar, binasını güçlendirmek isteyen maliklere kolay erişebileceği uygun faizli kredi imkanlarını sunmalıdır. İmar barışından faydalanan maliklerden yapılarıyla ilgili mevcut durum analiz raporu talep edilebilir. Yapı Kayıt Belgesi vermek(iskan alabilmek) için binanın sağlamlık raporunun istenmesi kritik bir konudur. Yapısının mevcut durum analizini ve güçlendirme projesini yaptırmış yapı sahiplerine, uygulamaya geçmeleri için vergi ve DASK primi indirimleri sağlanabilir. Güçlendirme proje ve uygulamalarında KDV yüzde 18’den yüzde 1’e indirilerek, kat maliklerinin maliyeti düşürülmelidir.’’