Bir devlet kurmak, hele de onu yönetmek çok zor bir iştir. Bu nedenle de tarih boyunca pek çok farklı siyasi teori ortaya atılmış ve ekonomi başta olmak üzere pek çok alan buna göre düzenlenmeye çalışılmıştır. İşte bu teorilerden bir tanesi de sosyalizmdir. Kimilerine göre ütopik bir hayal olarak görülen sosyalizm, aslında pek çok ülkede uygulanmış ancak genele yayılmamış bir düşüncedir.
Sosyalizm bir kavram olarak oldukça yenidir ancak köklerine indiğimiz zaman bu yol Platon’a kadar uzanır. Ne olduğu hakkında ise aslında pek çok farklı görüş vardır çünkü ortaya çıktığı günden bu yana pek çok farklı düşünce ile zenginleştirilmiş ve farklı eğilimler tarafından değişikliğe uğratılmıştır. Gelin en sade haliyle sosyalizm nedir yakından bakalım ve ne zaman ortaya çıktı tüm detaylarıyla görelim.
Kısaca bir tanım yaparak başlayalım; Sosyalizm nedir?
Latince sociare kelimesinden türetilen sosyalizm; bir tür siyasi teori, doktrin ve ideoloji olarak tanımlanabilir. Sosyalizme göre üretim araçları topluma aittir ve işçiler yönetime doğrudan katılmalıdır. Özel üretim yerine kamu üretimini teşvik eden sosyalizmde ortak mülkiyet, devlet mülkiyeti, kooperatif işletme gibi kavramlar bu teorinin temelini oluşturmaktadır.
Peki sosyalizm ne zaman ortaya çıktı?
Tam olarak bugün bildiğimiz anlamda olmasa da aslında ilk sosyalizm örneği Platon’un milattan önce 4. yüzyılda kaleme aldığı Devlet eserinde karşımıza çıkıyor. Burada anlatılan devlet anlayışı, pek çok özelliği ile sosyalizm kavramının tam olarak olmasa bile kabaca bir örneğini gözler önüne seriyor.
Sosyalizm ile karşılaştığımız diğer bir örnek ise Thomas More tarafından 1535 yılında kaleme alınan Ütopya eseri. Ütopya bir siyaset kitabı değil de bir roman olduğu için aslında okuyucularına sosyalizmin uygulandığı bir toplumun nasıl bir toplum olacağına dair kurgusal bir örnek sunuyor.
Tabii bunlar işin detayı, asıl terim olarak sosyalizm kullanımı 1827 yılında karşımıza çıkıyor. İngiliz reformcu Robert Owen, kendi fikirlerini benimseyen kişileri bu şekilde adlandırmıştır. Benzer bir kullanımı 1832 yılında Fransız Saint-Simon’da da görmek mümkün. Hızla yayılan bu terim bazı grupların kendini sosyalist ya da sosyalist karşıtı olarak tanımlamasıyla giderek yaygınlaştı.
Sosyalizmin bazı temel özellikleri var:
- Üretici ve temel güç emektir.
- İşverene gerek yok, işçiler ya da devlet bu görevi üstlenir.
- Ekonomi, merkez planlı olarak belirlenir.
- Kamu yararı her şeyin önündedir.
- Temsili demokrasi işçi sınıfını böldüğü için kabul edilmez.
Sosyalizm bir terim olarak ortaya çıktığı 19. yüzyıldan sonra pek çok farklı görüşle zenginleştirilmiş olsa da temel olarak bu özelliklere sahiptir. İlk çıktığı dönem pek çok sosyalist, onu bunu bırakalım da işçi sorunlarına odaklanalım demiştir ve bunu sanayi kapitalizmine karşı bir savaş olarak görmüştür.
Bir kısım sosyalist için işçi şartlarını iyileştirmek amacıyla sendikalar ve partiler kurulmalıydı. Bir kısım sosyalist ise mevcut düzende bu değişimin gerçekleşmeyeceğini düşündüğü için bir devrim yapılması gerektiğini savundu. Günümüzde bile varlığını sürdüren pek çok fraksiyon aslında o dönem başlamış bu ayrımın çeşitlenmesiyle oluşmuştur.
Sosyalist bir devlet nasıl olur? İşte bazı sosyalizm aşamaları:
- Üretim araçları kamulaştırılarak özel sektör dışlanır.
- Tüm özel sektörler, yabancılar dahil, kamulaştırılır.
- Özel mülkiyet anlayışı ortadan kalkar.
- Tüm mülkler yurttaşlara karşılıksız olarak verilir.
- Temel hizmet ve ihtiyaçların tamamı yurttaşlara ücretsiz olarak sunulur.
- Kamulaştırılan tüm hizmetler halk tarafından ücretsiz kullanılır.
Şu an bir evi, dükkanı ya da şirketi olan biriyseniz bu maddeler tüylerinizi ürpertmiş olabilir. Zaten sosyalizm ilk çıktığı zaman da tam olarak böyle oldu ve 19. yüzyılda sosyalistler tam anlamıyla toplumdan dışlandı. Onlara göre toplumun refahını savunuyorlardı ancak egemen güçler ve toplumun büyük bir kesimi bu düşünceye karşıydı.
Tabii söylediğimiz gibi sosyalizm yıllar içerisinde pek çok farklı görüş ile zenginleştirilmiş ve değiştirilmiştir. Örnek vermek gerekirse Çin de bir sosyalist devlettir ancak özel sektör ve yabancı sermayeye açıktır. Hatta bu nedenle farklı sosyalist gruplar tarafından eleştirilmekte ve farklı suçlamalara hedef olmaktadır.
Nasıl yani, tam olarak sosyalizm neyi savunur?
Konu biraz karışmış olabilir, bu nedenle biraz detay vermekte yarar var. Sosyalizmin temelinde bir ekonomik sistem vardır. Bir tür sosyoekonomik model de diyebileceğimiz bu sistemde çalışan sınıfın iktidarı savunulur. Yani sosyalizm der ki madem üreten işçiler, neden işverenler var; madem her şeyin temeli işçiler, neden yönetim işçilerin elinde değil?
Farklı teoriler olsa bile sosyalizm bir tür kolektif bilinci savunur. Örgütlenelim, beraber üretelim ve beraber yönetelim der. Özellikle yabancı sermayenin bir ülkede faaliyet göstermesine tamamen karşı çıkan sosyalizme göre işçi sınıfı her türlü üretim aracı üzerinde mutlak egemen güç olmalıdır.
Sosyalizm kurucusu Karl Marx mı?
Karl Marx bilimsel sosyalizmin kurucusudur, yani sosyalizmin belirli kurallar çerçevesinde uygulanması gerektiği teorisini ortaya atan kişidir. Ancak yukarıda da anlattığımız gibi sosyalizm Marx’tan önce de vardı. Marx ve benzeri filozoflar aslında anlattığımız zenginleştirme düşüncelerini doğuran kişilerdir.
Sosyalizmin gerçek kurucularından bahsetmek gerekirse Robert Owen, Charles Fourier, William Morris, Saint – Simon, Pierre Leroux, J. Regnaud gibi isimlerden söz edebiliriz. Sonraki yıllarda ülkesinde sosyalist devrim yapmış Vladimir Lenin, Mao Zedong, Lev Troçki, Josip Broz Tito, Kim Il Sung gibi isimleri de sosyalizm kurucusu değil ama geliştiricisi olarak kabul etmek mümkün.
Hala sosyalizm ile yönetilen ülkeler var mı?
Sosyalizm ile yönetilen ülkeler konusu biraz karışık. Resmiyette bakacak olursak Küba, Vietnam, Laos, Çin, Bangladeş, Guyana, Hindistan, Sri Lanka, Tanzanya, Portekiz, Nepal, Suriye ve hatta Kuzey Kore bile sosyalizm ile yönetilen ülkelerdir. Tabii uygulamaların sosyalizme ne kadar uygun olduğu tartışılır.
Tamam, peki sosyalizm ile komünizm arasında ne fark var?
Sosyalizm ile komünizm ilişkisini en iyi Karl Marx anlatır. Ona göre sosyalizm, komünizmin ilk adımıdır. Sosyalizm devletler bazında uygulanabilir bir sistemdir, komünizm ise sosyalizmin tüm dünyaya yayıldığı bir sistemdir. Komünizm, aslında tüm dünyanın sosyalist olduğu ve sınıfların olmadığı bir dünya hayalidir. Devletlerin, sınırların, sınıfların, milletlerin, dinlerin, patronların olmadığı bir dünya; işte komünizm budur.
Yönetimin ve üretim araçlarının işçi sınıfının elinde olması gerektiğini söyleyen sosyalizm nedir, neyi savunur, ne zaman ortaya çıktı gibi merak edilen soruları yanıtladık. Elbette sosyalizm içine daldığınız zaman kolayca kaybolacağınız gib okyanus gibi ama bu yazımızda yalnızca sosyalizm ile ilk kez tanışan okuyucularımıza temel bir bilgilendirme yapmayı hedefledik.