2021 yılının son aylarında enflasyonda yaşanan hareketllik 2022 yılında da devam ediyor.
Konut fiyatlarıı da doğrudan etkileyen bu durum, kiracının sırtındaki kira yükünü artırırken ev sahipleri ile anlaşmazlıkları da doğuruyor.
Konut sahipleri ve kiracılar arasında imzalanan kira sözleşmesi, tarafların haklarını güvence altına alsa da sözleşmede yanlış bilinenler çoğu zaman kiracının haksız yere evden çıkarılmasına neden oluyor.
Elden ödemede makbuz alınması önemli
Konuya ilişkin aldın değerinde bilgiler paylaşan avukat Şafak Baysal, kirada herkesin dikkat etmesi gereken hususun kiranın elden ödenmesi olduğunun altını çizdi.
İHA’nın aktarımaına göre; Baysal, kiracıların elden ödeme yaparken karşılığında bir makbuz alması ya da banka yoluyla havale yapmaları tavsiyesinde bulundu.
“Kira sözleşmeleri sözlü olarak da kurulabilir”
Kira sözleşmelerinin sadece yazılı olarak değil, sözlü olarak da yapılabileceğine vurgu yapan Baysal, “Eğer bir kira sözleşmesi yoksa, kişilerin kendi aralarında konuşma ve yazışmaları aralarındaki kira akdinin varlığına delalet eder. Burada, ‘Ben evimi sözleşmeli oturtmadım, istediğim zaman çıkarttırırım. Ya da tam tersi, ‘aramızda zaten sözleşme çıkarttıramaz’ gibi bakış açıları yanlış. Genelde sıklıkla yapılan hata, kira sözleşmelerinin yazılı olduğu düşüncesi var. Hayır, kira sözleşmeleri sözlü olarak da kurulabilir. Ödemelerin ne zaman yapıldığı, kira sözleşmesinin ne zaman kurulduğu önemli. Kişinin ne sıklıkla ödeme yaptığı, hangi tarihlerde bankalardan ödeme yapmış, bunlar vade günlerini belirleyebilir.” diye konuştu.
Ev sahibinin yasal hakkı yok
Ev sahibinin kira oranında yüzde 25’in üzerinde bir artış yapamayacağına dikkati çeken Baysal, söz konusu fazla artışı kiracının yapmama hakkının olduğunu, ev sahibinin ise yasal bir hakkının olmadığını ifade etti.
“Tahliye taahhütnamesi kiracının çıkacağını söyleyen bir veri”
Kira sözleşmesiyle birlikte devreye sokulan tahliye taahhütnamesinin kiracı için büyük bir sıkıntı olduğuna işaret eden Baysal, “Ne yazık ki pratikte de tahliye taahhütnamesi dediğimiz bir sıkıntı var. Genelde kişiler bir eve geçerken, kira sözleşmesinin yanında tahliye taahhütnamesi de dolduruyor. Bu taahhütname doldururken herhangi bir tarih ve yazı olmadan doğrudan imza atılarak dolduruyor. Bunu da ev sahipleri elinde koz olarak kullanıyorlar. Şu an bir tahliye taahhütnamesini tarihlerini uygun tarihlerde işleme koyup, daha sonra bunu icraya veriyorlar. Altlarında kiracıların imzası olduğu için yine yapılacak bir şey olmuyor. Çünkü kayıtsız şartsız çıkacağını kabul etmiş oluyor. Bunu kiracılar bilmiyor. ‘Kiramı düzenli ödüyorum. Bir şey olmaz’ düşüncesiyle hareket ediyorlar.
Tahliye taahhütnamesi başlı başına kiracının çıkacağını söyleyen bir veri. İstenildiği kadar ödeme düzgün olsun, hiçbir eksiği olmasın, bunun sonucu ev sahibi lehine dönüyor. Bu senede benzetilebilir. Nasıl ki bir senede imza atıldığında sonuçları hüküm doğuruyor, tahliye taahhütnamesinin altına da kişi imzayı atınca sonuçlar ortaya çıkıyor. Burada mağduriyet vatandaşın oluyor. Burada kiraya geçen vatandaşın tahliye taahhütnamesi imzalamaması, gerçek iradesi çıkma yönünde olacağı zaman tahliye taahhütnamesini imzalamalı. Şu an Antalya Adliyesi’nde çok ciddi sayıda tahliye taahhütnamesine dayalı icra takipleri artmış durumda.” dedi.