Çift, Casa de Campo adı verilen bu muazzam tesisi, düğünden önce görme fırsatları olmadığını ve kendilerinin de evlendikleri gün misafirleriyle birlikte keşfettiklerini söylüyor. Marc Anthony’nin evi, güzelliğiyle görenleri kendine hayran bırakıyor.
Tesisin atmosferi öyle huzur verici ki; dileyen ziyaretçiler isterlerse günün 24 saatini uyuyarak geçirebiliyor. Ancak burada eğlenmek ve keşfetmek gereken alanların da sonu gelmiyor. Marc Anthony, başta eşiyle ve çocuklarıyla birlikte kendi ailesinin ve daha sonra burada ağırladıkları misafirlerinin mahremiyetine çok önem verdiklerinin ve burayı da ona göre dekore ettiklerinin altını çiziyor.
[su_custom_gallery source=”media: 6676″ limit=”100″ link=”lightbox” width=”800″ height=”470″ title=”never”]
Tesiste on bin metrekarelik ana binaya iki yüzme havuzu, misafir bungalovları, eğlence mekanları ve dinlenme alanları eşlik ediyor. Tüm alanlar, gizliliği ihlal etmemek adına dolambaçlı yollar ve peyzaj düzenlemeleriyle çevriliyor. Bu sayede buradaki herkes istediğinde yalnız ve sessiz kalabiliyor.
[su_custom_gallery source=”media: 6675″ limit=”100″ link=”lightbox” width=”800″ height=”470″ title=”never”]
Tesiste el yapımı bir plaj bulunuyor ve bu plajın yapımında kamyonlar dolusu kum kullanılmış. Marc Anthony, tesisi üç yıl önce satın aldığında sadece ana binanın ve arkasındaki iki yüzme havuzunun bulunduğunu söylüyor. Sanatçının bu tesis ile ilgili hayallerini Mimar Dino Barre gerçeğe çevirmiş. Anthony’nin kağıt peçeteler üzerinde çizdiği hayal projesini gerçekleştirmek için, çevredeki araziler de satın alınmış. Mimar ve ünlü sanatçının iş birliği sonucunda işte bugünkü rüya tesis ortaya çıkmış oluyor.
[su_custom_gallery source=”media: 6674″ limit=”100″ link=”lightbox” width=”800″ height=”470″ title=”never”]
Marc Anthony, Casa De Campo içindeki alanların dekorasyonu için Endonezya ve Bali’nin usta ellerinden çıkma mobilyalar tercih ederek burayı doğal bir atmosferde bırakmayı tercih etmiş. Daha çok tik ve maunu malzeme kullanan sanatçının tasarıma olan düşkünlüğü de detaylarda rahatlıkla görülüyor. Sanatçının eşi De Lima Muniz’in dediğine göre Anthony bazen sadece renklere ve desenlere bakmak için saatlerini harcayabiliyor.
[su_custom_gallery source=”media: 6672″ limit=”100″ link=”lightbox” width=”800″ height=”470″ title=”never”]
Resme ve sanatın diğer dallarına da düşkün olan Anthony, bazen şarkı yazmak için bulamadığı ilhamı diğer sanat dallarında aradığını söylüyor. Pek çok Grammy ödülü kazanmış olan şarkıcı, bazen hiçbir şey yapmadan zaman geçirmekten de zevk alıyor. Ama Casa de Campo’da müzik içeride ya da dışarıda fark etmeksizin her zaman duyuluyor.
[su_custom_gallery source=”media: 6670″ limit=”100″ link=”lightbox” width=”800″ height=”470″ title=”never”]
Çift, konuklarının bu resorta geldikleri ilk gün çok tutkulu olduklarını ve yapabilecekleri her şeyi yapmak istediklerini; ancak ikinci gün pek çoğunun sahilde oturup birer margarita içmeyi tercih ettiklerini belirtiyor. Akşamları herkes havuzun yanındaki 20 metrekarelik tik ağacı yemek masasının etrafında toplanıyor ve çift, herkesin akşam yemeklerinde bir arada olmasından çok hoşlanıyor. Anthony, ailesi ve misafirleriyle birlikte bu tesisin ne kadar mutlu bir yere dönüştüğünü ve bu mutluluğu durup izlemenin paha biçilmez bir his olduğunu düşünüyor.