Geçen yılın temmuz ayından bu yana politika faizini toplamda 1.575 baz puan düşüren Merkez Bankası, piyasa beklentisine paralel bugünkü Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında politika faizini yüzde 8,25’te sabit tuttu.
Deniz Yatırım Strateji Bölüm Müdürü Orkun Gödek, AA muhabirine konuya ilişkin yaptığı değerlendirmede, Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası’nın (TCMB) piyasa beklentileri dahilinde politika faizini sabit tuttuğunu, sözle yönlendirmelerin ise politika metninde ağırlığını hissettirdiğini ifade etti.
29 Temmuz’da gerçekleştirilecek olan Enflasyon Raporu sunumu öncesinde, TCMB’nin haziran ayı enflasyon verisinin ardından bozulan piyasa beklentilerini dikkate aldığını kaydeden Gödek, bankanın kamuoyuna sağlıklı bir şekilde sözle yönlendirmede bulunduğunu belirtti.
Gödek, yılın ikinci yarısında talep kaynaklı dezenflasyonist etkilerin daha belirgin olacağı düşüncesinin muhafaza edildiğine dikkati çekerek, “Yakın dönemdeki gerçekleşmeler nedeniyle yıl sonu enflasyon tahmini üzerinde risklerin yukarı yönlü değerlendirildiği belirtildi. Söz konusu yönlendirmenin kamuoyu beklentilerini karşılamak adına doğru olduğunu düşünüyoruz.” ifadelerini kullandı.
Yüzde 7,4 seviyesinde bulunan orta nokta enflasyon tahmininin özellikle kredibilite açısından 100-150 baz puan kadar yukarı yönde revize edilebileceğini aktaran Gödek, haziran ayında gözlemlenen kademeli normalleşme adımları ile birlikte mayıs döneminden itibaren başlayan toparlanmaya atıf yapıldığına dikkati çekerek şunları kaydetti:
“Bu kez toplantı öncesinde takip edilen öncü göstergelerin de değerlendirilmesine paralel ‘mayıs ayında başlayan toparlanma güç kazanmaktadır’ ifadesi kullanıldı. Konuya ilişkin yönlendirmenin de enflasyon başlığından sonra önemli olduğunu düşünüyoruz. Enflasyonda olası yukarı yönlü baskı ve beklentilerin bozulma eğiliminde geri dönüş olmaması senaryolarında ise politika faizi revizyonundan ziyade; bankacılık sistemine yapılan fonlamanın miktarı, Ağırlıklı Ortalama Fonlama Maliyeti (AOFM) değerinin yükseltilmesi, BDDK’nın başta Aktif Rasyo (AR) olmak üzere pandemi sürecinde devreye aldığı bazı uygulamalarında geri adım atarak enflasyonla mücadeleyi desteklemesi gibi kanalların devreye alınabileceğini değerlendiriyoruz.”
Haziran ayı enflasyon rakamları beklentileri olumsuz etkiledi
Tacirler Yatırım Araştırma Müdürü Özlem Bayraktar Gökşen de, TCMB’nin yıl sonu enflasyon tahmininin 29 Temmuz’daki Enflasyon Raporu toplantısında revize edilebileceğine dikkati çekti.
Enflasyon Raporu sunumu sonrası gerçekleşecek olan soru-cevap bölümünün gelecek dönem politikalara yönelik önemli ipuçları barındırabileceğine değinen Gökşen, temmuz enflasyon verilerinin de yakından takip edileceğini ifade etti.
Gökşen, temmuzda enflasyonda bir miktar gerileme beklemelerine rağmen hazirandaki olumsuz sürpriz sonrasında yıl sonu enflasyon tahminlerini revize ederek yüzde 8,5’ten yüzde 9,5’e yükselttiklerine dikkati çekerek, şu değerlendirmelerde bulundu:
“TCMB Beklenti Anketi sonuçlarına baktığımızda da 12 ay sonrası Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) beklentisi yüzde 9’dan yüzde 9,33’e yükselirken, 24 ay sonrasına ilişkin TÜFE beklentisi yüzde 8,38 seviyesinde sabit kaldı. Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınının özellikle gıda tarafında bir talep yarattığı, TL’deki değer kaybının da etkisiyle genel fiyat seviyesi üzerinde fiyatlarda beklenenden daha güçlü bir etki yaptığını gözlemliyoruz. 2021 ile beraber enflasyonla mücadele çerçevesinde, daha güçlü bir iç talep dinamiği çerçevesinde, zorlu zeminin devam etmesini bekliyoruz. 2021 yıl sonu TÜFE beklentimizi bu çerçevede yüzde 8,6’dan yüzde 9’a revize ettik.”
“Yıl sonu enflasyon tahminimizi yüzde 9,1’e revize ediyoruz”
Albaraka Türk Başekonomisti ve Stratejisti Dr. Ömer Emeç ise TCMB’nin bir önceki yatırımcı toplantısında bozulan enflasyon beklentilerine ilişkin firmaların eskiye göre daha yüksek birim maliyetlerle faaliyetlerine devam etmek durumunda kalmasını vurguladığını belirtti.
Dün açıklanan karar metninde de birim maliyetlere ilişkin vurgunun güçlendirildiğini kaydeden Emeç, “Dolayısıyla TCMB yatırımcı toplantısından bu yana geçen sürede incelediği yüksek frekanslı verilerde birim maliyetlerinde bir kötüleşme görmüş olabilir.” ifadelerini kullandı.
Emeç, TCMB’nin yılın ikinci yarısında talep kaynaklı aşağı yönlü baskıların, arz taraflı yukarı yönlü baskıları domine edeceği öngörüsünü yinelediğine dikkati çekerek, şunları kaydetti:
“Biz bu noktada özellikle kredilerde son birkaç ayda görülen ivmelenmenin sürmesi durumunda ekonomik aktivitedeki toparlanmanın Merkez’in öngörüsünden daha hızlı olacağını ve bu sebeple talep kaynaklı dezenflasyonun o kadar da büyük bir faktör olmayabileceğini düşünüyoruz. Bu sebeple de yıl sonu enflasyon tahminimizi yüzde 9,1’e revize ediyor, ancak yılın ilerleyen dönemlerinde Merkez Bankası’nın uygulamaya alabileceği makro ihtiyati tedbirlerin dezenflasyon patikasını korumaya yardımcı olabileceği fikri üzerinde duruyoruz. Bunun da arkasında esasen dünkü metinde Merkez’in enflasyon patikası üzerindeki yukarı yönlü riskleri net şekilde teşhis etmiş olması var.”