Yeni sanayi alanları yaratmak noktasında tıkanan Marmara Bölgesi’nde firmalar yüksek maliyet oranları nedeniyle yeni yatırımlar yapmakta güçlük yaşıyor. Bölgede faaliyet gösteren sanayi dernekleri de son günlerde yaptıkları açıklamalarda bu soruna çözüm bulunmasını istiyor. Marmara Bölgesi’nin sanayi alanı kapasitesinin dolduğu gerçeğinin artık kabul edilmesi gerektiğini ifade eden Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan da Anadolu’da yeni ekonomi bölgeler oluşturulmasının bir zorunluluk haline geldiğini savundu.
Bölgesel yoğunluk nedeniyle İstanbul’daki sanayi firmalarının hem kapasite artırımı yatırımlarının hem mevcut işletme maliyetlerinin çok yüksek olduğunu belirten Başkan Kızıltan, “Firmalarımız İstanbul’da 1 milyon dolara mal edilebileceği bir tesis yatırımını Mersin’de 750 bin dolara mal edebilir. Çünkü kentimizde Tarsus Organize Sanayi Bölgesi, Mersin Tarsus Tarımsal Ürün İşleme ve Organize Sanayi Bölgesi ile Anamur OSB, Mut OSB, Silifke OSB ve Erdemli OSB projelerinin kuruluş çalışmaları hızla devam ediyor. Bu bağlamda Mersin, sanayi yatırımları için uygun maliyetli yüzlerce sanayi parseline sahiptir” diye konuştu.
300 gün güneşle enerji hazır!
Mersin’in Ortadoğu ve Asya pazarlarına yakınlığı, güçlü lojistik altyapısı ve uygun iklim koşulları nedeniyle yeni sanayi yatırımı için en avantajlı bölgelerden biri olduğunu kaydeden Başkan Kızıltan, şunları söyledi: “Yatırım, işletme ve işgücü maliyeti Marmara Bölgesi’ne göre daha cazip olan Mersin’de sanayicilerimiz sıcak ve ılıman iklim şartları nedeniyle özellikle kış aylarında İstanbul ve Ankara’daki gibi yüksek ısıtma giderlerine de maruz kalmıyor. Ayrıca yıllık ortalama 300 günün güneşli olduğu Mersin’de firmaların büyük bölümü enerji ihtiyaçlarını çatılara kurdukları güneş enerji santrallerinden karşılıyor. Bu sayede hem dış pazarlarda rekabet gücünü artırıyor hem de kendi elektriğini üreterek milli ekonomiye büyük katkı sunuyorlar.”
İş gücü ve liman avantajı var
Kentteki 4 üniversitenin firmaların ihtiyacı olan nitelikli iş gücü yetiştirdiğini de belirten Kızıltan “Özellikle beyaz yakalı personel konusunda herhangi bir sorun yaşanmıyor. Aynı şekilde Mersin, konumu ve lojistik olanakları ile de Marmara’ya eşit noktadadır. Kent, Doğu Akdeniz’in en büyük uluslararası limanlarından birine sahip ve kara lojistik imkanları da oldukça gelişmiştir. Konumu itibariyle de Ortadoğu ve Asya pazarlarına çok yakın bir noktadadır. Bu noktada özellikle ihracatçı firmalarımız için en önemli bölgelerden biridir” dedi.
ANA KONTEYNER LİMANI İLE KENTİN SANAYİ POTANSİYELİ YÜKSELECEK
Mersin’de inşası süren Çukurova Bölgesel Havalimanı, otoyol projelerinin tamamlanması ile birlikte özellikle endüstriyel üretimde büyük bir atılım gerçekleşeceğini kaydeden Başkan Kızıltan şu değerlendirmeyi yaptı: “Mersin’in endüstriyel üretim kapasitesini artırması için 10’uncu Kalkınma Planı’nda Mersin Ana Konteyner Limanı olarak geçmesine karşın 11’inci Kalkınma Planında Doğu Akdeniz olarak işaretlenen Ana Konteyner Limanı Projesi’nin hayata geçirilmesi ile kentimizin sanayi potansiyeli daha da yükselecektir. Ayrıca Silifke İlçesinde yer alan Taşucu Limanı’nın özelleştirilmesi ile Batı bölgelerinin lojistik imkanları da güçlenecek ve sanayi arazisi anlamında gelişmeye açık bölgelerimiz olacaktır.” Mersin Limanı’nın aldığı yoğun talep nedeniyle kapasitesini zorladığına da dikkat çeken Kızıltan, “Bu nedenle Ana Konteyner Limanı’nın mutlak suretle hayata geçirilmesi lazım. Mersin’in Batı bölgelerimizi Konya-Karaman üzerinden İç Anadolu’ya bağlayacak yüksek standartlı bir yol açıldığında Karamandaki mevcut sanayi tesislerinin lojistik işlemlerinde bir rahatlama oluşacaktır. Ayrıca Çukurova Bölgesel Havalimanı’nın ardından Batı bölgelerinde küçük bir havalimanı projesi de yapılabilir” dedi.