Halk TV’de Şirin Payzın ile Deprem Özel programına Prof. Dr. Naci Görür ile İstanbul’un 10 ilçe belediye başkanı katıldı.
“İstanbul depreme hazır mı?” sorusuna yanıt aranırken, megakentin hangi tehlikelerle karşı karşıya olduğu ve neler yapılabileceği konuşuldu.
“İSTANBUL’DA EN AZ 7,2 en çok 7.6 BÜYÜKLÜĞÜNDE DEPREM BEKLİYORUZ”
Yer Bilimci Naci Görür, “İstanbul depremle yeni tanışmayacak. Istanbul genellikle 7 ve üzeri depremlerle sınanmış, genellikle o dönemin nüfusuna göre ağır darbeler almıştır. İstanbul’daki bütün tarihi eserler ya yıkılmış ya da zarar görmüş, sonrasında restore edilmiştir. İstanbul’da olacak deprem 7.2 ile 7.6 arasında değişecek. En küçüğü bile düşünemeyeceğimiz tahribatı oluşturacak” ifadelerini kullandı.
BELEDİYE BAŞKANLARI İLÇELERDEKİ DURUMU ANLATI
Avcılar Belediye Başkanı Turan Hançerli: Her deprem olduğunda konuşuyoruz. Depremin nerede olduğunu vs. Konuşuyoruz ama bilim insanları depremin olacağını söylüyor. Bizim iki plansız mahallemiz var. O mahalleler dışında 11 bin 893 bina var. Bunları kabaca riskli olarak değelendiriyoruz. 70 bin konutun yenilenmesi lazım.
Adalar Belediye Başkanı Erdem Gül: Adalar küçük ve az nüfuslu. Binalarımız genel olarak eski. Kınalıada’da 5-8 kat arası binalar var. Deprem sonrası Adalar’ın sorunları var.
Bakırköy Belediye Başkanı Bülent Kerimoğlu: İlçemizdeki binaların ortalama ömrü 53 yıl. Bakırköy’de yaklaşık 12 bin bina var. Bunların yüzde 4’ünün bir an önce yıkılması gerekiyor. Yaklaşık 7 yıldır 10 bloklu bir sitenin yıkımıyla ilgili hukuki mücadele veriyoruz. Riskli bina tespiti var.
Beylikdüzü Belediye Başkanı Mehmet Murat Çalık: Depremin yarın olmayacağının garantisi yok. 24 tane kanun, 11 tane yönetmelik var. Haftasonu Ankara bize misafirliğe gelse hepsini ağırlayabiliriz. Konut stoğu var.
Büyükçekmece Belediye Başkanı Hasan Akgün: Ya İstanbul’u depreme hazırlayacağız ya da 1 milyon mezar kazacağız. Yapı stoğuyla ilgili yapılması gerekenleri söyledik.
Şişli Başkanı Belediye Başkanı Muammer Keskin: Bizim şu an 10 bin binamız daha önceki yıllarda yapılmış. Riskli binalar var. Biz vatandaşlarımızı hemen boşaltamıyoruz. Birçok insan Şişli’yi kentin merkezi olarak algılar. Ama bizim bazı mahallelerimiz içler acısı. Yurttaşların bize yardımcı olması lazım. Onlarla birlikte kentsel dönüşüm stratejisi hazırlanmalı. Bazı mahallelerde yapı-imar eksikliği var. Toplanma ve barınma için AFAD bir yer gösteriyor, Teşvikiye’de gösterilen alana ulaşmak imkansız. Ulaştıktan sonra da 1 gün durabilirsiniz.
Sarıyer Belediye Başkanı Şükrü Genç: İmar barışı çıkarıldı. Oradaki yanlışlıklar ortada. Bizim gecekondu bölgelerinde vatandaşa getireceği bir şey yok. Devlet bir takım yasalar çıkarmaya çalışıyor. Ama bunun için bir gayret yok. Bizler depremin ne zaman olacağını bilmiyoruz. Biz ‘ne yapmalıyız’ı sokakta bulmalıyız.
Kadıköy Belediye Başkanı Şerdil Dara Odabaşı: Oturduğum binayı boşalttım. Bu binanın betonuna dokunduğunuda beton dökülüyor. Beton içerisinde deniz kabuğu var, demir yok. Bu 35 yıllık bir bina. İzmir depreminde de betona dokunduğumuzda bu şekilde beton dökülüyordu.
Küçükçekmece Belediye Başkanı Kemal Çebi: Denizin içerisine insanlar binalar yapıyorsa, karada bu daha rahat oluyordur. Deprem asla popülizmi kaldırmaz. Bunun paydaşlarının olması lazım. Yerel yönetimlerin yetkileri artırılmalı. Ama gün geçtikçe yetkiler azaltılıyor. Vatandaş da bu işin içerisinde bulunmalı.
Esenyurt Belediye Başkanı Kemal Deniz Bozkurt: Yapı denetim firmaları çok yanlış yönlendirildi. Şimdi farklı bir şekilde belirleme oluyor. Şu ana kadar yapılan kontroller soru işareti.
NACİ GÖRÜR, İSTANBUL’DAKİ EN RİSKLİ BÖLGELERİ AÇIKLADI
Amerika’nın Sesi’ne konuşan Naci Görür, “Kumburgaz fayı Silivri açıklarından Yeşilköy açıklarına kadar sürüyor. Eğer o fay kırılırsa depremin büyüklüğü 7,2 olur ama Adalar fayıyla birlikte kırılırsa 7,6 olur. Sadece Adalar’ın güneyindeki fay kırılırsa o zaman depremin şiddeti en fazla 7 civarında olur. Onun için büyüklük vermek doğru değil ama minimum 7,2 bekliyoruz. Çünkü öncelikle Kumburgaz fayının kırılmasını bekliyoruz” ifadelerini kullandı.
Kumburgaz fayı üzerinde olan küçük depremlerin endişe verici olduğunu belirten Görür, “Silivri açıklarıyla Yeşilköy açıkları üzerinde olan bu fay kilitlidir. O fay üzerinde de zaman zaman 3-4 büyüklüğünde depremler olabiliyor. Böyle kilitli faylarda krip dediğimiz çok yavaş kaymalar olabiliyor. Bu yavaş kaymalar zamanla yeterince stres biriktirince küçük depremler oluştururlar. Bu depremler de aslında kilitli faya bir anlamda tetikleme yaparlar ama tabi onların stres transferi küçüktür. Bunların fazlalığı asıl ana depremi tetikleme noktasında bir etki yapabileceği için bizi endişelendirmektedir” dedi.
Naci Görür, beklenen büyük İstanbul depreminin ne zaman olacağıyla ilgili de şunları söyledi:
“Depremin ne zaman olacağı zaten 2000 yılının başlarında söylenmiş. Özellikle Yer bilimci Prof. Tom Parsons ve diğer bilim adamları 500 yıllık tarihi deprem kayıtlarını çalışarak oradaki verileri göz önüne almış, Coulomb stres transferi hesabını ve de kırılacak fayın özelliklerini göz önüne alarak 1999’dan sonra her an olmak kaydıyla 30 yıl içerisinde depremin olma olasılığını yüzde 62 artı eksi 15 olduğunu söylemişlerdi. Bunu bütün dünya da biliyor. Bilim literatüründe yazılı olan, bilim dünyasının süzgecinden geçmiş olan zamanlama budur.”
İstanbul’da en riskli yerleri de söyleyen Görür, Avrupa yakasına dikkat çekti ve şu ifadeleri kullandı:
“Ölçüler içerisinde baktığımız zaman en riskli yerler İstanbul’un Avrupa yakasındaki Marmara sahillerinden 10 km içeriye girecek şekilde sahile paralel şeritin olduğu kısımdır. Özellikle Avrupa yakasında bulunan zemin, deprem şiddetini arttıracak şekilde, depremin etkisini katlayacak şekilde Türk deprem yönetmeliğimize göre iyi nitelikli olmayan D ve E dediğimiz bazen C tipi zeminlerdir. Yerel zemin yönetmeliğine göre ise Z3-Z4 dediğimiz gevşek, az çimentolu, içerisinde su bulunduran, kil, kum veya çakıl tipinde genç malzemelerden yapılmıştır. Böyle zeminler depremin etkisini katbekat arttırır. En büyük endişemiz de Avrupa yakasında bu sözünü ettiğimiz şerit içerisinde en fazla can ve mal kaybının olacağı yönündedir.”
‘BÜYÜK BİR DEPREMDE TSUNAMİ YAŞANABİLİR’
İstanbul’da tarihte 7 ve üzeri büyüklükte yaşanan bütün depremlerde tsunami yaşandığını hatırlatan Görür, “Klasik tsunami, deniz tabanındaki fay hareketlerine bağlı gelişir. Halbuki İstanbul’da gelişen tsunami bu anlamda klasik tsunami değildir. Deprem başladığı zaman oluşan şiddetli sarsıntı nedeniyle Marmara’nın kuzey kıta kenarında bulunan kimi çökeller sağlam kayalar olmadığı için bu şiddetli sarsıntı karşısında denizaltı heyelanları yaparlar. Muazzam kütleler kıta yamaçlarından derin denize doğru kayarlar. Bu kütle hareketleri sonucunda denizde bir anlamda hacimsel değişiklik meydana geldiği için tsunamiye neden olurlar. Dolayısıyla İstanbul’da her zaman tsunami bekliyoruz. 1509 yılında 10 metre yüksekliğinde tsunami olmuş ve Marmara kıyılarındaki İstanbul surlarını aşmıştır” ifadelerini kullandı.