Gayrimenkul davalarından en çok karşılanlardan birisi de izale-i şuyu olarak da bilinen ortaklığın giderilmesi davasıdır. Bu dava ile elbirliği veya paylı mülkiyete konu olan bir taşınır ya da taşınmaz üzerindeki ortaklık sona erdirilmektedir. Böylece ferdi mülkiyete geçiş sağlanmaktadır.
Ortaklığın giderilmesi davası süreci, ortakların anlaşıp anlaşmamasına göre değişik sonuçlar meydana getirecektir. Paylı mülkiyette ortaklar, kendi aralarında yapacakları bir sözleşme ile ortaklığın giderilmesini sağlayabilirler. Fakat uygulamada genellikler paydaşlar bu konuda bir uzlaşmaya varamamakta ve hatta yargılama giderlerinin de ödenmemesi amacıyla uzun yıllar dava açılmamaktadır. Fakat paydaşlardan birinin ölümü halinde dava açıldığın bu durum karışık hale geleceğinden tüm paydaşlar hayattayken ortaklığın giderilmesi için dava açılması daha doğru olacaktır.
İzale-i şuyu davasının esas amacı, ortaklar arasında çıkan uyuşmazlığın mahkeme kanalıyla çözüme kavuşturulmasıdır. Eğer dava konusu taşınmaz bölünebilir nitelikte ise mahkeme, taşınmazın taraflar arasında aynen paylaştırılmasına karar verecektir. Fakat bölünmesi mümkün olmayan bir taşınmaz dava konusuysa bu durumda taşınmazın açık arttırma yoluyla satışına karar verilecektir. Satıştan elde edilen bedel de paydaşlar arasında pay oranlarına göre paylaştırılacak ve ortaklık, mahkeme kararı ile giderilmiş olacaktır. Bu dava, taşınmaza paydaş olan herkes tarafından açılabilir. Fakat davanın görülebilmesi bakımından tüm paydaşların davada yer alması zorunludur. Bu nedenle eğer pay sahiplerinden birisi ölürse onun mirasçı bu davaya dahil olmak durumunda kalacaktır. Aksi halde davanın sonuçlandırılması mümkün olmayacaktır.
Ortaklığın giderilmesi davasında görevli mahkeme Sulh Hukuk Mahkemesi’dir. Yetkili mahkeme ise taşınmazın bulunduğu yer mahkemesi olup buradaki mahkeme kesin yetkilidir. Yani taraflar ileri sürmese de hakim, yetkiki re’sen dikkate alacaktır ve davanın her aşamasında yetki itirazında bulunmak mümkün olacaktır.