İklim değişikliği ve küresel ısınma dünya üzerindeki yaşamı her geçen gün daha fazla etkisi altına alırken bu süreçte gıda ve tarımın yeri de gittikçe stretejik bir önem kazanıyor. Son olarak devam eden koronavirüs salgınında da tüm dünya ülkeleri doğal kaynakların ve tarımsal üretimin ne kadar değerli olduğunu yaşayarak gördü.
YOKLUĞU GÖRDÜK
Gelinen noktada tarım ve gıdanın dünya vatandaşları için çok değerli olduğunu ifade eden Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli de, “Tarımsal üretim devam ederken bunun değerini bilemeyen insanlık üretim aksadığında yokluğun ne demek olduğunu anladı. Aynı zamanda ekonomik aktiviteler için de olmazsa olmaz olan tarımsal üretim çok stratejik bir noktaya ulaştı. Biz de önümüzdeki 10 yıl içinde kırsalda tersine göç hareketlerini göreceğiz” ifadelerini kullandı.
TOPRAKSIZ TARIM
Pakdemirli, “Artık çevreci politikalar daha belirginleşiyor. Dikey ve topraksız tarım, çatı ve balkonlardaki alanlarda üretim, daha az sera gazı en fazla konuştuğumuz konulardan olacak” dedi. Turkuvaz Medya Grubu ve Para Dergisi’nin Tarım ve Orman Bakanlığı himayesinde düzenlediği ‘Tarım Ormanın Geleceği Webinar Serisi ve Zirve’sinde konuşan Pakdemirli, “Şu anda tarım, su ve enerji dünyada en önemli 3 stratejik sektör arasında gösteriliyor. Bizim de kendi planlarımızı oluşturmamız ve buna göre yol haritası çizmemiz gerekiyor. Nitekim attığımız adımlar da bu yönde” diye konuştu.
ADIM ATMAK ŞART
Üretim sürecindeki doğal kaynakların milyonlarca günde oluşmasına rağmen hala bunun değerini anlamadığımızı söyleyen Bakan Pakdemirli, “Son 50 yılda dünya nüfusu 2 kat arttı ancak tarım alanlarındaki artış yüzde 12. Burada kaynakların daha verimli kullanımı için bazı adımlar atmak gerekiyor. Bir yandan da üretim süreçlerini derinden etkileyen iklim değişikliği ve küresel ısınma tehlikesi devam ediyor. Dünya son 10 yılda tüm zamanların en sıcak dönemini yaşadı” şeklinde konuştu.
KAYNAKLAR KİRLENİYOR
Bakan Bekir Pakdemirli, “Üretim kaynakları kirleniyor, azalıyor ve tahrip oluyor. 50 yılda kişi başı yenilenebilir su kaynağı her yıl yüzde bir azalırken, su tüketimi ise her yıl yüzde 1 arttı. Doğal ekosistemlerin yüzde 70’inden fazlası dönüştürüldü. Zirai ilaç kullanımıı 27 yılda yüzde 73 arttı ve topraklar kirlendi. Her yıl 12 milyon hektar tarım arazisi tahtibata uğruyor” dedi.
YEŞİL BÜYÜME DÖNEMİ
Tarım ve gıdada bizi bekleyen tehlikelerin olduğunu dile getiren Pakdemirli, “Önümüzdeki dönemde tüm dünyada çevreci politikalarla üretim yapmanın ve gıda milliyetçiliğinin çok öne çıkacağını belirtirken 10 yılda önemli bir boyuta ulaşacak konu başlıklarını da şöyle sıraladı:
Üretim optimizasyonu
Yerli üretim
Yeşil büyüme
Çevreci politikalar
Dikey ve topraksız tarım
Daha az sera gazı
Su verimliliği
Kırsal yaşama dönüş
Teknolojik tarım
Tarım sigortaları
ÜRETİM MİLYONLARCA GÜN, TÜKETİM BİR KAÇ GÜN
– Tarım yapılabilir 50 santimetre toprak 7.3 MİLYON günde oluşuyor.
– Buğday 270 GÜNDE hasat ediliyor.
– Bir insan açlığa; su varsa 56 GÜN, su yoksa 14 GÜN dayanabiliyor.
TARIMDA İLK SIRALARDA
Türkiye 48.5 milyon küçükbaş ile Avrupa’da 1’inci, 17.9 milyon büyükbaş ile Avrupa’da 2’nci, süt üretiminde ise Avrupa’da 3’üncü sırada. Aynı zamanda 1.9 trilyon dolarlık tarımsal ticaret hacmine sahip. Tarımsal alan bakımından dünyada 17’nci sırada bulunan Türkiye, tarımsal hasılada Avrupa’da birinci, dünyada ise ilk 10’da.
GIDA PAYLAŞIMINDA ADALETSİZLİK SÜRÜYOR
Dünyada nüfusun yüzde 26’sı aşırı beslenme sorunu yaşıyor.
Diğer taraftan dünyada nüfusun %26.4’ü beslenme eksikliği çekiyor.
Dünyada üretilen gıdanın her yıl 1/3’ü israf ediliyor.
821 milyon kişi yatağına aç giriyor.
2050’DE DÜNYAYI NELER BEKLİYOR?
ARTIŞ
Dünya nüfusunda %30
Gıda talebinde %60
Sera gazı salınımı %50
Küresel ısınma 4 santigrat derece
AZALIŞ
Karasal biyoçeşit-lilikte %10
Kişi başı arazi varlığında %24
Tarımda kullanılan suda %24
Birim alanındaki verimde %8