Jeofizik yüksek mühendisi Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan, tutarlı deprem tahminleriyle tanınıyor. Hürriyet Gazetesi’nde yer alan habere göre; İzmir’de yaşanan son depremi de 10 yıldır söylüyor. Hatta depremden 12 ve üç gün önce de uyarıda da bulunmuştu. Daha önce yine Foça-Karaburun-Midilli üçgeninde olacağını söylediği deprem 2017’de oldu. “O çok büyük bir deprem değildi. O dönem İzmir bir depremi hasarsız atlatarak güvenli bir alana girdi. Fakat son dönemde Sisam’ın üzerinde jeofizik bilgiler yığılmaya başlamıştı” diye konuşuyor.
Peki bu uyarılar dışında İzmir’de yaşanan bu yıkımı önlemek için yapılabilecek bir şey var mıydı? Ahmet Ercan, bu soruyu şu şekilde yanıtladı: “Üç gün önce yapılacak bir şey yoktu tabii. Uzun vadede yapılması gereken işler bunlar. Aslında beni en çok dinleyenler İzmirliler. Şehrin çevresini saran dağlara yerleşim yapılması gerekiyordu. Yapıldı da… Örneğin kuzeydeki Yamanlar Dağı. 99’dan beri yaptığım açıklamalar sonucunda, dağ şimdi toplu konutlarla dolu. Ayrıca Güney’deki Dikmen Dağı. Aydın yolu, Balçova, Buca… ‘Bunlar sağlam yerler, buralara yerleşin’ dedim. İnsanlar buralara yerleşmeye, toplu konutlar yapmaya başladı. Bu sayede aslında can kaybı bir miktar azaldı.”
Sığ temel üzerine Karadeniz mimarisi
En büyük hatanınsa Bayraklı’da yapıldığından bahseden Ercan, şu açıklamalarda bulundu: “Bir süre önce Meles civarında, 1850’de kurumuş olan Halkapınar Gölü üzerinde, yani Bayraklı tarafında yapılaşma başladı. Göl üzerinin yapılaşmaya açılması, idam ipine başını geçirmen gibi bir şeydir. Yaptığımız jeofizik araştırmalarda buranın zemininin çamur niteliğinde olduğunu görmüştük. Burada bina yapabilmek için gerekli temelin en az 86 metre olması gerektiğini bulmuştuk. Bir yapının temeli bu kadar olmayacağına göre… Orada Karadeniz mimarisiyle sığ bir temel üzerine yerleşim başladı. Ayrıca bugün yıkılan yapılar mühendislik hizmeti alınmayan, denetlenmeyen mimarilerdir.”
Bu vesileyle bir bina yapılmadan önce mutlaka bir jeofizik mühendisine sorulması, zeminin yapılaşmaya uygun olup olmadığının belirlenmesi gerektiğinden bahsediyor. Bu şekilde yapılmayan, bu depremle riskli hale gelen pek çok binanın şu an kurtulmuş olsa da daha küçük bir depremde bile yıkılabileceğini belirten Ercan, “Tabii tüm bunlar halkın gelir seviyesiyle ilgili. Gelişmiş ülkelerde çok daha büyük depremlerde bile yıkım olmuyor. Bir ülkede ekonomi ne kadar gelişmişse, depremlerde yaşanan can kaybı o kadar az olur” diye konuştu.
Gelecek 100 yılın depremleri
Daha önce pek çok kez İstanbul’daki büyük depremin 2045’te gerçekleşebileceğini, ancak hata payının 5-10 yıl olabildiğini belirten Prof. Dr. Ahmet Ercan’ın önümüzdeki 100 yıl içinde öngördüğü bazı büyük depremler şu şekilde:
- Gemlik-İznik: 7.8
- Kuzey Marmara-İstanbul-Tekirdağ: 6.3-6.7 ve 7.2
- Mudanya-Manyas: 7.5
- Kocaeli-Adapazarı-Düzce-Bolu: 7.4
- Çankırı-Kastamonu: 6.9
- Amasya-Tokat: 7.2
- Erzincan-Tunceli: 7.5
- Erzurum-Kars-Ardahan: 7.3
- Ermenistan-Gürcistan: 7.2
- Bingöl-Muş: 6.9
- Ağrı-Iğdır-Çaldıran: 7.5
- Van-Erciş: 6.5
- Diyarbakır: 6.8
- Hakkâri-Şırnak-Yüksekova: 7.2
- Hatay-İskenderun: 7.2
- Osmaniye-Adana-İçel-Karataş: 6.3
- Kaş-Finike: 6.9
- Afyon-Beyşehir-Isparta-Burdur: 6.8
- Rodos-Fethiye: 7.2
- Gökova-Marmaris-Bodrum-Muğla: 7.1
- Bergama-Çandarlı-Dikili: 7.1