Bu yıl 8’incisi düzenlenen Ulusal Akciğer Sağlığı Kongresi’nde büyük afet sonrası yaşanabilecek akciğer hastalıkları riskleri de masaya yatırıldı.
Akciğer Sağlığı ve Yoğun Bakım Derneği (ASYOD) tarafından 15-18 Mart tarihleri arasında Antalya’da gerçekleştirilen “Ulusal Akciğer Sağlığı Kongresi” basın toplantısında konuşan ASYOD Yönetim Kurulu Üyesi ve Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Tevfik Özlü, deprem bölgesinde yaşanabilecek akciğer hastalıklarına dikkat çekti.
Prof. Dr. Özlü, yurttaşların solunum yolu enfeksiyonları, enkaz bölgesinde çalışanların ise toz ve asbest tehlikesi ile karşı karşıya olduğunu belirtti.
ASYOD Denetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Muhammed Emin Akkoyunlu ise bu yıkımda sadece evlerin değil, aynı zamanda işletmelerin, hastanelerin de yıkıldığına dikkat çekerek, şunları söyledi:
“YARA YERİ ENFEKSİYONLARI ÖNEMLİ”
ASYOD Yönetim Kurulu Üyesi ve Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Tevfik Özlü, deprem bölgesinde yaşanabilecek enfeksiyonlar içerisinde en çok damlacık yoluyla bulaşan hastalıklar ve yara enfeksiyonlarının önemli olduğuna işaret ederek, şu uyarılarda bulundu:
“Deprem, pek çok enfeksiyon hastalığının bulaşması, yayılması için çok elverişli koşulları maalesef oluşturuyor. Çünkü deprem olduğunda enfeksiyonlardan sizi koruyacak olan mekanizmaların hepsini bir anda kaybedebiliyorsunuz. Solunum yolu enfeksiyonları, su ve gıdalarla bulaşan enfeksiyonlar, yara yeri enfeksiyonları, grip, soğuk algınlığı, kovid, kızamık, kabakulak, bunlar çok bulaşıcı hastalıklar. Bu bölgede bu tür enfeksiyonların riski gerçekten artmış durumda. Maalesef deprem bölgesinde herkes bir şekilde az ya da çok yaralanıyor. Yardım ederken, enkaz kaldırırken, eşya taşırken vs. Genellikle de bunları çok önemsemiyor insanlarımız. Basit bir kesik, çizik diye. Ama tetanos riski var. O nedenle bu kişilerin mutlaka o bölgedeki sağlık kuruluşuna başvurarak yara bakımını yaptırması ve gerekiyorsa tetanos aşılarını da olması gerekiyor. Ya da antibiyotik tedavisi, yara debridmanı gibi cerrahi müdahalenin yapılması gerekiyor.”
“TEK BİR MARUZİYETTE AKCİĞERE YERLEŞEBİLİYOR”
Prof. Dr. Özlü, organik ya da inorganik tozlara bağlı olarak akciğerde gelişebilecek hastalıklarda sivil yurttaşlar veya enkazda çalışanlar arasındaki riskleri de değerlendirdi ve şu bilgileri verdi:
“Yoğun olarak o enkazı kaldıran, yükleyen, ayrışmasını sağlayan ekipler risk altında. Çalışanların yakınları için de bir risk söz konusu. Çünkü yaşadıkları yere gittiklerinde kıyafetleriyle beraber o tozları evdekilere taşıyabiliyorlar. O yüzden de koruyucu iş tulumları, maske ve bone gibi koruyucu önlemlerin bu çalışanlarda alınması çok önemli. Ayrıca kronik hastalığı olanların bu işlerde görev almaması gerekiyor; gönüllü ya da resmi olarak fark etmez, bu tür işlerde çalışmamalarına dikkat etmek gerekiyor. Bir diğer konu da organik tozlar, yani mantar gibi enfeksiyonlara sebep olabilen değişik bazı etkenler var. Bunlar tek bir maruziyette dahi akciğere yerleşebiliyor. Özellikle kişi bağışıklığı baskılanmış ise, ileri yaşta ise, altta yatan başka kronik hastalıkları varsa, bu açıdan çok büyük risk altında. Bu etki kalıcı hale de gelebiliyor, diğer hastalıklarının üzerine akciğerde de. Elbette bunların tedavileri var, ama uzun sürebiliyor tedaviler ya da kronikleşebiliyor. Bu hastalıklar kanamalara sebep olabiliyor vs.
Onun için sivil vatandaşlarımız ne olur bu enkaz temizleme çalışmalarının yanında mümkün olduğunca bulunmasın. Rastlantısal olarak o bölgeden geçerken vs toz soluduğunuz için hemen akciğerimde bir hastalık oluşacak mı diye paniğe de gerek yok elbette. Bağışıklık sistemi güçlü olan kişilerde anlık bu tür toza maruziyetlerde, vücut bununla savaşıp hastalık oluşmasını engelleyebiliyor çünkü.”