Projenin kamu yararına aykırı olduğu, kentin doğal yaşam alanlarıyla eko sistemini tehdit ettiğini vurgulayan sivil toplum kuruluşları, siyasi partiler, meslek odaları ve İzmirlilerin yatırımın iptal edilmesi için sundukları itirazlar haklı bulundu. Bilirkişi heyeti, hazırladığı raporda projenin planlama ilkeleriyle kamu yararına uygun olmadığına yer verdi. Bilirkişi raporunda, yapılması planlanan yeni turizm yatırımlarının yarımada bölgesinin koruma alanlarının yanı sıra, tarım ve orman alanları, doğal değerleri, bölgenin su kaynakları ve kentin kültürel mirası üzerinde olumsuz etkilere yol açabileceği vurgulandı. Çeşme’yi yapılaşmaya açan düzenlemenin tümden iptalini gündeme getiren bu düzenlemenin ardından gözler şimdi önümüzdeki günlerde açıklanması beklenen nihai mahkeme kararına çevrildi.
Davacı yurttaşlar adına açıklamada bulunan avukat Arif Ali Cangı, raporun kamuoyunda gündeme gelen rant iddialarını doğrular nitelikte olduğunu belirterek şunları söyledi: “Çeşme yarımadasının yanı sıra, toprağın, doğanın, suyun, çevrenin, havanın, ekolojik dengenin, bölgedeki tarım ve üretimin, geleceğimizin, kültürel varlıklarımızın korunması anlamında kritik bir gelişmedir. Burada kamu yararı olmadığı, asıl amacın rant olduğu bilirkişi raporuyla açıkça görülmüştür. Bilirkişi raporu itirazlarımızı doğrular niteliktedir. Mahkemenin vereceği kararla da haklılığımız tescil edilecektir. Hukukun üstünlüğü gereği, anayasaya göre mahkeme kararı uygulanmalıdır. Proje acilen iptal edilmeli ve yanlıştan bir an önce dönülmelidir. Bu proje Çeşme’nin yağmalanması ve tamamen ranta teslim edilmesi anlamına gelmektedir. Turizm projesi adı altındaki bu proje yarımada bölgesini halka kapatma girişimidir. Umarız bakanlık yeni bir işlem tesis ederek yasaların arkasından dolanmaz ve süreci baştan işletmeye kalkmaz” dedi.