Riski yapılarda oturan kiracıları ilgilendiren emsal kararın açıklandığını belirten gayrimenkul uzmanı Şule Alp, “Açıklanan emsal karar çerçevesinde devam eden kira sözleşmesi bulunan taşınmazın riskli yapı raporu alması durumunda kira sözleşmesinin süresine bakılmaksızın fesih edilebileceği ilan edildi” dedi.
Şule Alp, konuyla ilgili “Milyonlarca ev sahibi ve kiracıyı yakından ilgilendiren yeni bir emsal karara imza atıldı. Merkez üssü Kahramanmaraş olan ancak 11 ilde büyük bir yıkıma ve 45 bin can kaybına neden olması nedeni ile asrın felaketi olarak anılan deprem sonrasında binaların güvenirliği de tartışma konusu olmuştu. Aynı cadde ve sokak üzerinde yer almasına rağmen bazı binalar ayakta kalırken bazı binaların çökmesi sonrasında bir kere daha deprem değil bina öldürür acı gerçeği gün yüzüne çıkmıştı. Binaların sağlamlığından endişe eden kişiler deprem dayanıklılık testi yaptırmaya başlarken konu hakkında Yargıtay milyonlarca ev sahibi ve kiracıyı yakından ilgilendiren emsal karara imza attı ”ifadelerini kullandı.
Açıklanan karara emsal olan olayın İstanbul’da yaşandığını dile getiren Alp, “Kira sözleşmesinin haklı fesih nedenleri açısından Yargıtay yeni bir emsal karara imza attı.
Açıklanan emsal karar çerçevesinde devam eden kira sözleşmesi bulunan taşınmazın riskli yapı raporu alması durumunda kira sözleşmesinin süresine bakılmaksızın fesih edilebileceği ilan edildi. Kira sözleşmesinin haklı fesih sebepleri için yeni karar alınmasına neden olan olay İstanbul’da yaşandı. İş yeri olarak kiralanmak üzere bir taşınmaz için iş yeri sahibi ile kiracı arasında 2 senelik kira sözleşmesi imzalandı. Yapılan anlaşma sonrasında kiracı tadilat yaparak iş yerine girdi. Bir süre sonra iş yerinin bulunduğu binada kat malikleri tarafından yapılan talep ile deprem dayanıklılık testi yapıldı. Analiz ile binanın depreme dayanıksız olduğu belirlendi ve binanın boşaltılmasına karar verildi” diye konuştu.
KİRACININ HAKLI FESİH SEBEPLERİ İÇİN BİR YENİSİ DAHA AÇIKLANMIŞ OLDU
Yargıtay’ın aldığı emsal karar ile konutun ve iş yerinin içinde oturulamayacak şekilde deprem riski altında olduğunun tespit edilmesi halinde, kiracı tarafından haklı fesih yapılabileceğine hükmettiğini vurgulayan Alp sözlerine şöyle devam etti:
“Mülk sahiplerinden birisi, zorunlu tahliye nedeniyle yapmış olduğu masrafların ve hor kullanım nedeniyle oluşan zararın karşılanması istemiyle kiracısına dava açtı. Dükkân sahibinin bu talebine karşılık kiracı da tahliye nedeniyle uğramış olduğu zararın tazminini istedi. 12. Sulh mahkemesi her iki tarafında talebini reddederken dava Yargıtay’a taşındı. Yargıtay aldığı emsal karar ile konutun ve iş yerinin içinde oturulamayacak şekilde deprem riski altında olduğunun tespit edilmesi halinde, kiracı tarafından haklı fesih yapılabileceğine hükmetti. Böylelikle kiracının haklı fesih sebepleri için bir yenisi daha açıklanmış oldu.”