Tarihi yapıları ile UNESCO Dünya Miras Listesi’nde yer alan Karabük’ün Safranbolu ilçesine gelecek yabancı turistler, Roma döneminden günümüze kadar bozulmadan kalan 24 kilometrelik tarihi yolda yürüyecek. Orta Çağ’ın en önemli seyyahı kabul edilen İbn-i Battuta’nın seyahatnamesinde de bahsettiği Safranbolu’daki eski ulaşım yolunun, Safranbolu Turizm İşletmecileri Derneğinin öncülüğünde turizme kazandırılması için çalışma başlatıldı.
Güzergahında kanyonları, akarsuları, hanları, hamamları, köprüleri, konakları ve çeşmeleri barındıran tarihi yolun yeniden işlev kazanabilmesi için yapılan proje kapsamında ilçeye gelen Fransız gezgin Querre Andre ile Safranbolu Dağ ve Doğa Sporları Kulübü Başkanı Mehmet Kımır, acente sahibi Cevdet Eroğlu, Kaymakamlık ve Belediye tarafından görevlendirilen rehberler, keşif yürüyüşleri yaptı.
Asırlardır sağlam kalabilmiş taş döşemeler, ziyaretçilerini hem doğa hem de kültür yolculuğuna çıkarıyor. Tarihi yol, iki gün boyunca toplam 8 saatte tamamlanıyor.
“ÇOK TEMİZ VE GÜZEL BİR VADİDEN YÜRÜYECEĞİZ”
Tarihi yürüyüş yolları konusunda uzmanlaşan Querre Andre, Safranbolu’daki yerel yöneticiler, sivil toplum kuruluşları ve acenteler ile yeni yürüyüş yolları keşfetmek için 3 gün boyunca çalışma yaptıklarını, amaçlarının Kanadalı, Fransız ve Avrupalı turistleri Safranbolu’ya getirmek olduğunu söyledi.
Safranbolu’da keşfedilecek güzel yerlerin olduğundan bahseden Andre, ilçeye gelecek yabancı turistleri İstanbul, Amasra ve Kapadokya’ya da götüreceklerini ifade etti. Gezinin İstanbul’dan başlayacağını anlatan Andre, “İstanbul’dan gelen turistler ilçeye bağlı Bulak köyünde 6 kilometrelik bir vadide yürüyüş yapacak. Gözle görülür bir kirlilik yok, duyulacak bir gürültü yok. Çok temiz ve güzel bir vadiden yürüyeceğiz. İkici gün 18 kilometrelik daire şeklinde yine çok güzel bir yürüyüşümüz var. Katır yolundan başlayıp Malagöz köprüsüne geliyoruz. Bir daire çizerek ve köylerden geçerek bir vadiye iniyoruz.” diye konuştu.
Gezi için çok güzel bir program hazırlanacağını belirten Andre, “İstanbul dünyada tek. Marmara Bölgesi… Kapadokya’ya giderken arada Safranbolu. Bir programda 3 bölgeyi görüyorsunuz. Bu bir şans.” ifadelerine yer verdi.
HEDEF, MİSAFİR AĞIRLAYABİLME SÜRELERİNİ UZATMAK
Safranbolu Turizm İşletmecileri Derneği Başkanı Şebnem Urgancıoğlu Ergüder ise turizm çeşitliliğini artırmak için yapılan çalışmalara bir yenisini daha eklediklerini ve yabancı turistleri ilçeye daha çok çekebilmek adına tarihi yürüyüş rotalarını canlandırmaya karar verdiklerini aktardı.
Bu amaçla “yürüyüş turizmi” denince akla ilk gelenlerden ve ülkenin önde gelen acente sahiplerinden oluşan bir ekip ile ilçede araştırma yaptıklarını dile getiren Ergüder, hafta içi misafir ağırlayabilme sürelerini uzatmak gibi bir hedeflerinin olduğunu dile getirdi.
Safranbolu’nun tarihi evleriyle dünyaya mal olduğunu ve artık bilmeyen kimsenin kalmadığının vurgulayan Ergüder, “Ancak doğamızı öne çıkartamadık bunca zamandır. Doğayı da öne çıkartarak turizm çeşitliliğimizi arttırıyoruz.” dedi.
“SAFRANBOLU’DA YÜRÜYÜŞ GÜZERGAHLARI HİÇ YIPRANMAMIŞ”
Eroğlu da uzun süredir yabancı turistleri Türkiye’ye getirdiğini ve yürüyüş yaptırdığını, Safranbolu’nun kendilerini müthiş etkilediğini söyledi. Safranbolu’da bozulmamış yürüyüş güzergahlarının çokluğunu, parkurların uzunluğunu, vahşi doğada kanyonlardan geçildiğini keşfettiklerini, bunun da kendilerini mutlu ettiğini aktaran Eroğlu, şu değerlendirmelerde bulundu “2022 yılında Kanada ve Fransa’dan info gezileri düzenleyeceğiz. İstanbul, Safranbolu ve Kapadokya üzerinden turumuzu bitireceğiz. Safranbolu’da yürüyüş güzergahları hiç yıpranmamış. Bu bir avantaj. Bulak Vadisi kanyonu 2 saat sürüyor. Muhteşem bir yer. Osmanlı evlerinin çokça olduğu, yıpranmamış kerpiç evler var. Bunlar ayrı değer. Bu kanyonu yürüyüp orada var olan 400 yıllık ve halen çalışan bir hamamı da ziyaret edeceğiz. Diğer taraftan 6 saatte geçilen 18 kilometrelik bir rota keşfettik. Bu rota hiç bozulmamış, el değmemiş. Orman yollarından yürüyüp, Roma köprülerine ulaşıp yüzebileceğimiz bir rota. Devamında kültürünü kaybetmemiş bir köye ulaşıyoruz, değirmenler istikametinden finali kanyonda yapıyoruz. Bu da ayrı bir güzellik katıyor yürüyüşümüze.”