Bozulmamış doğası, tarihi dokusu, asırlık taş evleri ve cana yakın insanlarıyla yılın her döneminde yerli ve yabancı turistlerden ilgi gören ilçe, sonbaharda da fotoğraf tutkunlarının ilgi gösterdiği yerlerin başında geliyor.
Temiz havası, suyu, yemyeşil dağları, nehirleri ve doğal yapısıyla “yeryüzü cenneti”ni andıran ilçe, doğayla iç içe zaman geçirmek isteyen çok sayıda ziyaretçiye ev sahipliği yapıyor.
Doğal güzellikler ve yaşam ile taş evleri görüntülemek için binlerce fotoğraf sanatçısının geldiği ilçe, bugünlerde büründüğü sonbahar renkleriyle ziyaretçilerini ağırlıyor. İlçeyi ziyaret eden fotoğraf tutkunları, dağ köylerinde yaşayan vatandaşların yaklaşan çetin kış mevsimi öncesi hazırlıklarını fotoğraflıyor.
“İki yılda 4 kez Hizan’ı gezme imkanım oldu”
Bursa’dan gelen fotoğrafçı Ahmet Çetin, AA muhabirine, ilçenin doğasına hayran kaldığını ve iki yılda 4 kez köylerine geldiğini söyledi. Bölgede cana yakın insanlarla tanıştıkları için kendilerini şanslı hissettiklerini anlatan Çetin, şöyle devam etti: “Köyleri gezdiğimizde ellerindeki tüm kıymetli yiyecekleri bizlere ikram etmeye çalışıyorlar. İkramlar bir yana onların o sıcak yürekleri bizim ruhumuzu doyuruyor. Bizim için en önemlisi buydu. İki yılda 4 kez Hizan’ı gezme imkanım oldu. Doğa fotoğrafları üzerine eğitim atölyeleri düzenliyorum. Burada doğa ve köyler muhteşem. Bu köyler yüz yıllardır aynı şekilde korunmuş. Uzun yıllardır büyükşehirlerde yaptığım gözlemlerde birçok tarihi dokunun kaybolduğunu görüyorum. Çok üzülüyordum. Buralar halen bozulmamış. Umarım buralardaki dokular yüz yıllarca aynı bu şekilde kalır.”
Yukarıçallı Köyü Muhtarı Mehmet Raci Çiftçi ise köylerine sürekli gruplar halinde fotoğrafçıların geldiğini, doğal yaşamını fotoğrafladıklarını söyledi. Köydeki evlerin genelde taşlardan yapıldığını belirten Çiftçi, “Bu evler betondan daha sağlıklı. Kışın sıcak yazın ise serin oluyor. Burada evler üç katlı. Bizler de burada yaşıyoruz. Göç eden vatandaşlarımız son yıllarda köylerine dönüp tarım ve hayvancılık yapmaya başladı.” dedi.