Tire Organize Sanayi Bölgesi, depremin, Türkiye ekonomisi, sanayi ve enerji sektörüne etkileri konulu bir toplantı düzenleyerek bölgedeki sanayicileri bir araya getirdi. Toplantıda yaşanan depremden ders alınması gerektiği vurgulandı.
Toplantıda Tire OSB Müteşebbis Heyet Başkanı Metin Akdaş, Enerji Sanayici İş İnsanları Derneği (ENSİA) Yönetim Kurulu Başkanı Alper Kalaycı, Dokuz Eylül Üniversitesi İktisadi Ve İdari Bilimler Fakültesi, İktisat Bölümü’nden Prof. Dr. Yaşar Uysal ve Socar Türkiye İş Birimi Pazarlama Müdürü Dr. Mevlüt Çetinkaya depremin etkilerini değerlendirdi.
Tire Organize Sanayi Bölgesi Müteşebbis Heyet Başkanı ve EBSO Başkan Yardımcısı Metin Akdaş, “Aklın ve bilimin yolundan gitmediğimiz ve bilimi görmezden gelip bilim adamlarımıza teknik altyapı ve özgürlük alanları sağlamak yerine onlara sırtımızı çevirdiğimiz sürece yolumuz maalesef çok da aydınlık görünmüyor. Bilim, liyakat, ahlak, vicdan, yönetim, denetim eksikliği bizlere bunları yaşattı.
Cumhuriyetle özdeş, afetler konusunda deneyimli kurumlarımızı devre dışı bırakıp eğitimsiz, liyakatsız kadrolar ile acımız büyüdü. Aklın bilimin öngördüğü şekilde inşa edilen binaların yıkılmadığını gördük. Hukuk sistemimize mutlaka siyasilerin ve kamu görevlilerinin uymakta zorunlu olduğu etik suçlar yasası girmeli. Adalet Bakanlığı’nın deprem suçları bürosunun kurulması da doğru bir adım ancak yetmez” diye konuştu.
“Afetde güneş ve rüzgar santralleri zarar görmedi”
Elektrik arz güvenliğinin deprem felaketi ile birlikte ne kadar önemli olduğunun görüldüğünü söyleyen ENSİA Yönetim Kurulu Başkanı Alper Kalaycı, “Arz güvenliği gözden kaçırıldı. Bölgede elektrik yoktu. Yeterli hazırlık yoktu afete. Şebeke elektriği kesildiği için iletişim de devre dışı kaldı. Mobil operatörlerin dizel jeneratörlü backup sistemleri çok güzeldi ama 3 saat sonra benzinleri bitti ve durdu.
Yedek akü yok, benzin yok, bunlar daha fazla otomatize edilip bir hafta boyunca hiçbir insan müdahelesi olmaksızın çalışılabilir hale getirilebilirdi” dedi. Afet bölgesinde rüzgar enerjisi ve güneş santrallerinin depremden zarar görmediğine dikkat çeken Kalaycı, “Depremde ayakta kalan rüzgar tribünleri vardı. Elektrik üretebilecek bir tek onlar vardı. Osmaniye, Belen, Hatay bölgesinde ciddi rüzgar tribünü var.
Elektriği binlerce kilo metre taşımak zorunda kalmadan temiz enerjiyi kullanarak temin etme şansımız var” bilgisini verdi. DEU İktisadi Ve İdari Bilimler Fakültesi, İktisat Bölümü’nden Prof. Dr. Yaşar Uysal da deprem bölgesinde gelirlerin, üretimin büyük ölçüde azaldığını söyleyerek, “Ama servet stoku yıkıldığı için binaları yeniden yaparken bir çarpan etkisi çıkacak orada. Bizler binazedeyiz, binaları düzgün bir yere ve düzgün şekilde yapmamız lazım.
O bölgede inşaat ve bağlantılı sektörlerde bir üretim artışı olacak. Ama üretimde, tarımda ciddi azalma olacak” dedi. Türkiye’de seçim öncesi ve seçim sonrası bambaşka koşulların olduğunu söyleyen Uysal, “Türkiye bir deprem yaşadı, ikinci depremi toplumsal olarak yaşayacak, üçüncü depremi siyasal olarak yaşayacak, dördüncü depremi de ekonomik olarak yaşayacak. Ülkeyi 4’lü bir deprem bekliyor gibi geliyor bana” diye konuştu.
“Göç edenlerin dönüşü sağlanmalı”
Socar Türkiye İş Birimi Pazarlama Müdürü Dr. Mevlüt Çetinkaya ise bu depremden ders çıkarılması gerektiğini ifade ederek, eski alışkanlıkları bırakıp paradigmal bir dönüşüm sağlanması gerektiğine vurdu yaptı. Başka şehirlere göç edenlerin geri dönüşünün sağlanması için bölgenin cazip hale getirilmesi gerektiğine vurgu yapan Çetinkaya, “ Bölgenin yeniden yapılanması ekonomiye ve belli sektörlere katkı sağlayacaktır.
Sadece konut ve altyapı değil iğneden ipliğe tüm mal ve hizmetlere talep olacak. Yeniden yapılanma yeni trend ve teknolojilere uygun olmalı. Sürdürülebilirlik ve dijital dönüşüme uygun yeni bir ekosistem oluşturulmalı, sanayi sektörü depreme dirençli hale getirilmeli ve uygulanabilir afet planı hazırlanmalıdır. Bölgenin yeniden imarı için katılımcı kapsayıcı bütüncül yenilikçi ve bilgi bazlı hazırlanan planlama yapılmalıdır” görüşünü dile getirdi.