Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı, (UNDP) Türkiye’deki Suriyeli sığınmacıların istihdam ve yaşam sorunlarının çözümü için, Türkiye’nin pek de yabancısı olmadığı bir model üzerinde çalışma yaptı. Önerilen bu modele göre, Türkiye’de belirlenecek bazı OSB’lerde Suriyeli istihdamına olanak sağlayacak, tarım- gıda sektöründeki ürünler AB’ye, tekstil ürünleri ise ABD ve Kanada’ya gümrüksüz kabul edilecek. Bu OSB’lerde yapılacak üretimlerde firmalar en az yüzde 20 Suriyeli istihdam edecek.
UNDP tarafından yayınlanan fizibilite raporunda seçilecek OSB’ler için Türkçe metinde “Nitelikli Sanayi Bölgesi, İngilizce metinde Special Economic Zone ifadesi kullanıldı. Türkiye ve ABD, İsrail-ABD STA’sı üzerinden Ürdün, Filistin (Gazze ve Batı Şeria) ile Mısır’da bulunan Qualifying Industrial Zone sistemine katılım üzerine uzun süre müzakere etmiş ancak ABD tarafının Türkiye’deki OSB’leri tekstil ve hazır giyimi dahil etmek istememesi ve İsrail STA’sı sisteminde ısrar etmesi üzerine anlaşma sağlanamamıştı.
UNDP’den DÜNYA’ya verilen bilgide, önerdikleri modelin UNDP tarafından geliştirildiğini, kendi önerileri olduğunu ve ABD mevzuatındaki Qualifying Industrial Zone ile ilişkisi bulunmadığını vurguladılar.
“UNDP Türkiye Kompaktı” önerisinin fizibilite raporunda, bu modelde bir planlama yapılırsa, AB’nin gıda ve tarım, Kanada ve ABD’nin tekstil ve hazır giyimde yüzde 100 vergi ve vergi dışı tarifeleri kaldırdığı en iyi senaryoda 2025 itibariyle 57 bini Suriyeli olmak üzere 283 bin 918 kişilik istihdam oluşturulabilecek. Türkiye GSYH büyümesine ilave yüzde 0,42 artış sağlanırken, ihracata yüzde 3 ilave artış sağlanabilecek.
Tarafların yapması gerekenler?
Çalışma ortamı kayıt dışılığın önlendiği, çevre koruma, cinsiyet eşitliği, çocuk işçiliğiyle mücadele gibi temel ilkeleri karşılayacak şekilde oluşturulacak. Raporda Türk Hükümeti’nin yapması gerekenler; en az yüzde 10 olan Suriyeli çalıştırma yükümlülüğünün en az yüzde 20 olarak değiştirilmesi, Suriyelilere uygulanan seyahat bölge kısıtlamasının kaldırılması, istihdam izleme sistemi kurulması, çalışma izinlerinin kolaylaştırılması, sosyal yardımların kayıtlı çalışmaya geçişi sağlayacak şekilde ayarlanması, ücret ve çalışma koşullarının iyileştirilmesi olarak sıralandı. Türkiye’deki iş dünyası ve sivil toplum örgütü tarafının ise ihracatçıların pazar analizi ve değerlendirmeler yapması, işçilerin iyi işlerde çalışabilmesi için farkındalık ve eğitim çalışması yapması gerekeceği vurgulandı. Tercihli ticaret anlaşması yapmaya hazır ülkelerin ise şirketlere yönelik teşvikler oluşturması, etkili bir serbestleştirme uygulaması gerekeceği raporda yer buldu. Raporda, Ürdün ve başka ülkelerde benzer deneyimlerde ya işgücünün hazır olmadığı ya da ülkenin kurumsal ya da iş kapasitesinin yeterli olmaması nedeniyle olumsuz dersler çıkarıldığı kaydedildi. Bu deneyimler doğrultusunda Türkiye önerisinin hazırlandığı belirtilerek, hem ülke kurumsal kapasitesi, hem de iş dünyası açısından yeterli başarı potansiyelinin olduğunun altı çizildi.
Nasıl yapılacak?
UNDP “Türkiye Kompaktı” önerisi ve fizibilite raporu ile uyumlu şekilde hazırlandığı belirtilen raporda örnek teşkil edecek bir model oluşturulmak istendiği kaydedildi. UNDP bu tür bir modelin işleyebilmesi için tarafları ikna ederek koordinasyonu sağlayacak. UNDP gözetiminde Türkiye’ye bu tür bir ayrıcalık sağlamaya istekli ülkeler ile Türkiye kamu-özel ortaklığını da içeren bir “Türkiye Kompaktı” (sözleşme) imzalayacak. Bu sözleşme 2018 Mültecilere İlişkin Küresel Mutabakat ile uyumlu olacak. UNDP’nin en fazla faydayı sağlayacak şekilde hazırladığı fizibilite raporuna göre imzalanacak bu özel ticaret anlaşması en az 10 yıllık olmalı. Donör ülkelerin ticaret tercihleri için Suriyelilerin en fazla istihdam imkanı bulunan ve Türkiye’nin de yeterlilik ve yeteneklerinin yüksek olduğu gıda, tarım ve tekstil sektörleri önerildi. Uygulama için Kilis Polateli Şahinbey OSB’nin pilot OSB olması önerildi.
Fizibilite raporu bulguları
■ 2025 yılında Türkiye’nin ihracatında 7,8 milyar ABD Dolarına varan artış; bu rakam, Türkiye’nin toplam ihracatının yüzde 3’üne eşittir.
■ 57 bin Suriyeli mülteci dahil olmak üzere, doğrudan 284 bin kayıtlı istihdam yaratılması.
■ Üretim ve talep artışı yoluyla dolaylı olarak 52 bin istihdam daha yaratılması.
■ Doğrudan vergi ve sosyal güvenlik gelirlerinde 7,2 milyar TL artış; bu tutarın 1,1 milyar ila 1,5 milyar TL’si Suriyeli işçilerin kayıtlı istihdama geçirilmesiyle elde edilecektir.
■ Türkiye’nin GSYH’sinde doğrudan yüzde 0,42, dolaylı olarak ise ek yüzde 0,40 oranında artış.