Son dönemde dünyanın genelinde olduğu gibi ülkemizde de şirketlerin ömrü kısalıyor.
Değişen dünyanın gerekliliklerine ayak uyduramayan, nakit akışını doğru yönetemeyen şirketler ekonomik değişimlerden de olumsuz etkileniyor. İşletmelerde özellikle kriz ve değişim dönemlerinde nakit akışını doğru yönetmek önemli bir boyut kazanıyor.
Kamu Özel Ortaklığı (PPP) ve Proje Finansmanı Uzmanı aynı zamanda Dinamo Danışmanlık Kurucu Ortağı Fatih Kuran: “Türkiye’deki pek çok şirket nakit akışlarını nasıl yöneteceğini maalesef tam olarak bilmiyor. İş dünyasında nakit akış yönetiminin önemi hakkında farkındalık yaratmak, ihtiyacın farkına varılmasını sağlamak ve çözüm önerileri getirmek bağlamında yapılabilecek çok şey var. Biz Dinamo Danışmanlık olarak şirketlere nakit akış analizi ve yönetimi ile ilgili danışmanlık veriyoruz.
Çoğu şirketin ileriye yönelik bir nakit akış planlaması olmadığını görüyoruz. Öncelikle bu çalışma detaylı şekilde yapılıp ihtiyacın ne olduğu anlaşılmalıdır.
İhtiyaç belli olduktan sonra da şirket öncelikle iş modelini gözden geçirip bu ihtiyacı ortadan kaldırmak veya azaltmak için tedbirler almalıdır. Örneğin alacak vadelerini kısaltmak, borç vadelerini uzatmak, ham madde ve mamul stok seviyelerini aşağıya çekmek, varlık satışı ile fon yaratmak, tedarik yöntemlerini şirket nakit akışını en az zorlayacak şekilde yapılandırmak en sık başvurulan çözüm yöntemleridir.
Şirket iş modelini geliştirme çalışması sonrası halen nakit ihtiyacı devam ediyorsa o zaman bu ihtiyacın dış kaynak ile sağlanması gerekir.
Yeni finansman ihtiyacının da şirket nakit akışı üzerinden karşılanabileceğine emin olmak gerekir. Zora giren çoğu şirkette gözlemimiz borç stokunun büyüklüğü kadar borç vadelerinin de şirket nakit akışına uygun olmamasından kaynaklanan sorunlardır. Bu tip durumlarda mevcut borçları uzun vadeli ve şirketin nakit akışına uygun vadeye göre yeni bir kredi kullanılması ile kapatmak uygun bir yöntemdir. “ dedi.