Tödürge Köyü; Sivas-Erzincan karayolu üzerinde Hafik-Zara arasında, Zara’ya 13 kilometre mesafede. Bir yanında Kızılırmak, diğer yanında kaya mağaraları olan şirin bir Anadolu köyü. 1 kilometre güneyinde, aynı isimdeki doğal yolla oluşan gölün yüzeyi 5 kilometrekare, en derin yeri 44.5 metre ve ortalama derinliği 2-3 metre. Göl dipteki kaynakların yanı sıra yüzeysel birkaç küçük kaynaktan da besleniyor. Ancak fazla suyun tahliyesi amacıyla açılan bir kanal ne yazık ki doğal hayatı olumsuz etkiliyor. Su seviyesi özellikle yaz aylarında ciddi şekilde düşüyor ve buna bağlı olarak gölün ekosistemi bozularak, kuşların üreme başta olmak üzere barınma ve beslenme alanlarının daralmasına yol açıyor.
Türkiye’de üreyen turna nüfusunun yarısından fazlası Sivas’ta. Tödürge Gölü de turnalar için önemli bir üreme ve yaşam alanı.
Tuzlu sudaki tatlı su balıkları
Gölün bir özelliği de tuzlu ve kireçli olmasına rağmen çeşitli miktarda tatlı su balığına ev sahipliği yapması. Doğu kısmında iki küçük adacık var. Bu adalar turnalar için bulunmaz yaşam ve üreme alanları, başka birçok göçmen kuş içinse uğrak yeri. Kuş demişken; deniz seviyesinden 1295 metre yüksekteki göl, göçmen kuşlar için de önemli bir konaklama noktası. Turna, tepeli batağan, Macar ördeği, kuğu, kaz, gri ve akbalıkçıllar, erguvani balıkçıl, kara leylek, angıt, şahkartal, küçük akbaba, doğan, kızılşahin, saz delicesi, saz kamışçını, uzunbacak, kaşıkgaga, gümüş martı ve döğüşgen gibi kuşlar göl ve civarında üreyen kuşlardan bazıları.
Tepeli batağan (Bahri) gölün müdavimlerinden. Dansın ve uyumun sudaki temsilcisi kabul edilen bahriler için haziran-temmuz ayları birbirlerine dansla kur yaptıkları tören vakti…
Kayalarda binlerce yıllık tarih
Tödürge Gölü’nün hemen güneyindeki Tödürge Köyü’nün tarihçesi MÖ 2600 yıllarına kadar uzanıyor. Köydeki kaya mağaraları, geçmişin izleriyle dolu. Mağara duvarlarında gözlemlenen birtakım dini işaret ve semboller, bölgenin bilinmeyen yüzü ve meraklılarını bekliyor. Mağaraların olduğu kayalıkların uzunluğu 1 kilometreyi buluyor. Kapadokya bölgesinde görülen yerleşim birimlerine çok benzer bir tarzda, sığınma ve barınma amacıyla yapılmış çok sayıda bölümden oluşan mağaraların köye bakan cephesinde taş ve kireçle örülmüş ve sıvanmış pencereler var. Bölgede tarihin izleri mağaralardan ibaret değil. Göl etrafında iki önemli arkeolojik bulgu var. Bunlardan biri Çil Hasan mevkisindeki Kültepe, diğeriyse gölün batısındaki Tepecik Höyükleri.
Saz kamışçını
Efsaneye göre bedduayla oluşmuş
Tödürge Gölü’nün güneyinde bugünkü adıyla Demiryurt Köyü var. Gölün ve köyün oluşumuna dair şöyle bir efsane dillendiriliyor: Günümüz Tödürge Gölü’nün yerinde eskiden aynı isimli bir köy varmış. Bir gün bu köye yaşlı bir adam gelmiş. Nedense kimse onu evinde misafir etmek istememiş. Hatta suları olmadığı gerekçesiyle yaşlı adama bir bardak su bile verilmemiş. Yaşlı adam bu duruma çok üzülmüş ve köyden ayrılırken “Dilerim Allah’tan, ocağınızdan su çıksın” diye beddua etmiş. Yaşlı adamın bu küçük isteği hemen kabul olmuş ve köyün orta yerinde, asasının hemen ucundan sular fışkırmaya başlamış. Yaşlı adam köyden uzaklaştıkça köy hızlıca sulara gömülmüş; köy göl, insanlar balık olmuş.
Akbalıkçıl
Dalış, gözlem, fotoğraf, lezzet…
Tödürge sadece kuşların uğrayabileceği bir yer değil. Gezginler, doğa fotoğrafçıları, kuş gözlemcileri ve doğada yürüyüş yapmayı sevenler için de önemli bir alan. Gölün kenarında iki lokanta var. Bu mekânlarda göl balıklarından oluşan özel menülerin yanı sıra meşhur Sivas köftesi, Zara balı göl manzarası eşliğinde tadılması gereken lezzetler. Bölgede günbatımının en güzel yaşandığı noktalardan biri olan göl, renkli bir çarşaf gibi görüntü vererek fotoğraf tutkunlarını da kendine çekiyor. Göl ayrıca küçük bir plaja da sahip. Bölgenin karasal iklimi nedeniyle göl kışın büyük ölçüde donuyor. Yaban hayatı için birtakım olumsuzluklara yol açan bu durum, buz altı dalış meraklılarını göle çekiyor. Bölgesel spor kulüpleri öncülüğünde (Alpin Doğa Spor Kulübü) buz altı dalış etkinlikleri 2005 yılından bu yana düzenli olarak gerçekleştiriliyor.