1918 yılında Yugoslavya Krallığı ismiyle tarihte yer edinmeye başlayan hayatı boyunca ve 3 farklı yapı ve idari şekille faaliyet gösteren Yugoslavya, 2003 yılında resmi olarak dağılmıştı. Günümüzde 7 devlete ev sahipliği yapan Yugoslavya toprakları, savaşların ve gerilimlerin izlerini halen taşımaya devam ediyor.
Günümüzde Hırvatistan ve Bosna-Hersek sınırları arasında kalan bir yerse savaşların en net izlerinden biri olma özelliğini taşıyor. Zeljava Hava Üssü ismini taşıyan bu yer, bugün terk edilmiş durumda ve içinizin ürpermesine neden oluyor. Peki, Zeljava Hava Üssü hangi amaçla kuruldu ve dağın altına inşa edilen bu üs günümüzdeki haline nasıl geldi? Gelin, bu soruların cevabını vermeye başlayalım.
Zeljava Hava Üssü ne zaman ve neden inşa edildi?
Uzunca yıllar süren Soğuk Savaş dönemi, silah ve uzay yarışı gibi ‘görülebilir’ bir rekabetin yanı sıra ‘görünmez’ rekabete de ev sahipliği yapıyordu. Bu dönem boyunca taraflar, düşmanlarından gizli kalacak şekilde üsler ve projeler inşa etti. ABD ve Rusya dışında gizli üs üreten bir taraf da her iki ülkenin ortasında yer alan Yugoslavya Sosyalist Federal Cumhuriyeti’ydi.
Coğrafi ve politik bir öneme sahip olan Yugoslavya’nın inşa ettiği Zeljava Hava Üssü, Plješivica Dağı’nın eteklerine konumlandırıldı. Hırvatistan Sosyalist Cumhuriyeti’nin doğu sınırlarına yakın bir konumlandırılan üssün inşası 1948 yılında başladı ve 1968 yılında tamamlandı. Üssün dağın içine yapılmış olmasının arkasında gizli kalmaktan başka bir sebep de bulunuyordu.
Bildiğiniz üzere Amerika Birleşik Devletleri, 1945 yılında Japonya’yı bombalayarak nükleer silahların acı kullanımını başlatmıştı. Bu saldırıdan 3 yıl sonra Yugoslavya, nükleer silahlara karşı korunabilecek bir üs yapmak istedi. Bu isteğini de Zeljava Hava Üssü’yle gerçeğe dönüştürdü. İddiaya göre bu üs, ABD’nin Nagasaki’ye attığı ‘Fat Man’ isimli atom bombasının gücü olan 20 kilotonluk herhangi bir nükleer bombaya karşı dayanıklıydı.
Yugoslavya, büyük bir güce karşı koyabilecek dağın içindeki bu üs için toplamda 6 milyar dolara denk gelen bir miktar harcadı. Bu üs, Avrupa’nın en büyük ve en pahalı üsleri arasına girmeyi başarmıştı. Bazı söylentilere göre bu üssü inşa etmek için gereken paranın bir kısmı, Yugoslavya’nın yeni otoyol inşasına yatırım yapacağını sanan Dünya Bankası tarafından verildi.
Kendi kendini hayatta tutabilecek kabiliyette devasa bir üs:
- Harita, www.zeljava-lybi.com’dan alındı ve çevrildi.
Zeljava Hava Üssü, yalnızca birkaç uçaklık depolama alanına sahip olan bir üs değildi. Üssün toprağın altında kalan ‘KLEK’ isimli bölüm, toplamda 3,5 kilometrelik tünellere ev sahipliği yapıyordu ve 60 savaş uçağının ve yaklaşık 1000 personelin barınağı olarak görev alıyordu. Üs, olabildiğince ‘kendi kendine yetecek bir şekilde‘ inşa edildi. Üs bünyesinde jeneratörler ve yeraltı su kaynakları bulunuyordu.
Üssün içinde 30 gün boyunca dışarıdan destek almadan yetebilecek kadar yeterli yiyecek, yakıt ve mermi stoku bulunuyordu. Üsteki hava uçakları, yerin altına yerleştirilen 20 kilometrelik borular sayesinde askeri bir depodan alınan yakıtla doldurulabiliyordu.
KLEK, tüm bunların yanı sıra iletişim ve operasyon merkezleri, füze ve bomba depoları, silah test tesisleri ve gelişmiş bir klimaya da ev sahipliği yapıyordu. Dört farklı girişe sahip olan bölüm, her bir girişinde 100 tonluk basınçlı kapılarla korunuyordu. Bu kapılar, uçakların kalkış ve iniş yapabilecekleri toplam 5 piste açılıyordu. Üssün dağ altında olmayan kısmıysa 34 bina, araç garajları, atölyeler, radyo istasyonu ve barakalardan oluşuyordu.
1968 yılından itibaren aktif olarak kullanılmaya başlayan üs, Yugoslavya’nın erken uyarı radar ağında büyük bir öneme sahipti. Üs, ülkenin entegre hava savunma programında merkezi bir konumda yer alıyordu. Üste kısa menzilli izleme ve hedefleme radarla bulunuyordu. Bununla birlikte Sovyet yapımı 2K12 “Kub” mobil karadan havaya füze sistemleri de üs bünyesinde yer alıyordu.
Üs, yapıldığı zamanlarda tahmin edilemeyecek bir nedenden dolayı yok ediliyor:
Hırvatistan, Yugoslavya’dan ayrılan Slovenya’nın izinden gitmek istedi. Fakat Hırvatistan’ın bu isteği barışla sonuçlanmadı. Etnik Sırp yerleşim birimleri, Hırvatistan’ın dört bir yanında dağınık bir şekilde yaşadığından iki taraf da çizilen sınırlara karşı geldi. Bunun sonucunda bir savaş patlak verdi.
Yugoslavya, 1992 yılında Hırvatistan’a karşı kaybederken en sonunda düşman orduya tamamen işlevsel olan bir üssü bırakmayı mantıklı bulmadı. Yugoslavya, inşası 20 yıl süren bu dev üssün pistlerini patlayıcılarla yok etti. Fakat üssün alacağı tek yara bu değildi. Üs, Hırvatistan’ın kontrolüne geçmiş olsa da bir zaman sonra Hırvatistan da kontrolü kaybetti.
Hırvatistan’ın zayıflık yaşadığı bu zamanda Krayina Sırp Cumhuriyeti ordusu, 16 Mayıs 1992’de üssün yok edilmesini devam ettirdi. 56 ton patlayıcı, 6 milyar dolarlık dev üssü kullanılamaz hale getirmek için kullanıldı. Etraftaki siviller, patlamalardan dolayı yerin sallandığını, üstünden geçen 6 aya rağmen hâlâ tünellerden duman geldiğini gördüklerini söylüyordu.
Üssün günümüzdeki durumu ne?
Günümüzde üs bölgesine yaklaşmak, etrafında bulunan mayınlar nedeniyle epey tehlikeli. Üsse gruplar şeklinde geziler yapılabiliyor olsa da birçok insan kendi çabasıyla girmeye devam ediyor. Ayrıca üs, genel anlamda halen güvenli olsa da yetkililer, hem grupları hem de kendi başına gelenleri üssün ana bölümünde durmaları, yıkılma tehlikesi altında olan tünellere girmemeleri konusunda uyarıyor.
Üssün etrafının mayınlarla dolu olması, yerel polise de bir kullanım alanı sunuyor. Polisler, köpekleri eğitmek için bu arazileri kullanıyor. Bunun yanı sıra 2005 yılında üssün AB’ye giriş yapan sığınmacılar için resmi bir ara nokta olması fikri de ortaya atılmıştı. Fakat bu fikir, daha sonra ortaya atılan üssün askeri eğitim alanına çevrilmesi fikriyle aynı şekilde bir kenara atıldı. En nihayetinde ortada 6 milyar dolara mal olan, bir dağın içine yerleştirilen, kullanılması ve yok edilmesi imkânsız bir üs bulunuyor.