Ülkemizde çok garip bir taksi kültürüne sahibiz. Gideceğimiz yeri beğendiremediğimiz, günümüzde kısa mesafe yolcu almayan taksicilerle mutlaka bir anımız olmuştur. Sonuçta amacı yolcu taşımacılığı olduğu halde küçük bir şehirde değilseniz uygun bir taksi bulamadığımız bile olmuştur.
Peki yolcu taşımacılığı yapan bu meşhur sarı araç kültürünün nasıl doğduğunu ve taksi adının aslında nereden geldiğini biliyor musunuz? Hadi gelin bu soruların cevabına taksilerin tarihçesine hep birlikte göz atalım.
Taksi kelimesi dilimize Fransızcadan geçmiş bir ifade.
Taksi, Fransızca “voiture à taximètre” yani “ücretölçerli araba”, taksimetre “ücret sayacı” anlamına geliyor. Latince taxare “vergilendirmek” fiiliyle ilişkili. Aynı durumu İngilizcedeki tax “vergi” kelimesindeki benzerlikle de görebiliyoruz. Eski Yunancada “seyahat etmek, düzenlemek” anlamlarını karşılayan, “taxis” kelimesinden gelmektedir.
Taksilerin genel adı ise soylu bir Alman ailesinden geliyor.
Posta ve taşımacılık sektöründe oldukça gelişmiş bir sisteme sahip olan Thurn und Taxis soyadlı ailenin kökleri çok daha eskilere dayanıyor. 1867 yılında hükümetin postalarını da taşımaya başlıyor ve bu taşıma işini otomobillerle yapıyorlardı. Zamanla postaların yanında soylu insanları da taşımaya başladılar.
Posta taşıma işinde çok iyi bir sisteme ve köklü bir geçmişe sahip olan Thurn und Taxis ailesi sayesinde taksi kültürü daha çok kullanılmaya başladı. Modern dünyanın temelleri atılırken at arabalarının yerini taksiler almıştı.
Alman bir genç ve arkadaşları, yolculuğun mesafesine göre yolculuk ücretini ölçen bir cihaz geliştirdiler.
1891’de Wilhelm Bruhn adındaki Alman genç iki arkadaşıyla, taksilerin yolculuk mesafesine göre yol ücretinini hesaplayan bir cihaz yarattı. Böylelikle taşınan yolcu sayısına göre de kişi başı yolculuk ücretini netleştirebiliyorlardı. Bizim bugün taksimetre olarak bildiğimiz cihazın ilk versiyonuydu.
Ancak istediği kadar ücret tahsil etmek isteyen “dönemin taksicileri” uzun bir süre bunu engellemek istediler. Bu durum 1899’da Gottileb Daimler adlı bir adamın ilk kez bir araca taksimetreyi eklemesiyle değişti. Taksimetreli araçlar, yolcular tarafından daha çok rağbet görüyordu.
Kullanılan ilk taksiler tek tip ve siyah renkteydiler.
Taksilerin ilk ilkel örneklerinin bulunduğu İngiltere’nin Liverpool, Manchester gibi şehirlerinde de yolcuların talepleriyle taksimetreli araçlar gittikçe yaygınlaştı. Zaman içinde gittikçe popülerleşen taksimetreli araç kültürü Paris’e kadar uzandı. Her şey çok iyi gidiyordu ancak taksilerin hepsi siyah renkteydi ve şehirdeki diğer şahsi araçların rengiyle aynıydı. Bu durum Harry N. Allen adlı Parisli bir iş insanının, taksi kültürünü New York’a taşımaya karar vermesiyle değişmişti.
Allen, taksi kültürünü Amerika’ya taşıdığında yeni taksi firmaları doğmaya başladı.
Bu durum bir rekabet ortamı yaratmıştı. New York’taki ilk taksi firmaları, taksilerin hangi firmaya ait olduğu belli olsun diye yeşil, kahverengi ve şeritli şekillerde farklı renklere boyuyorlardı. Albert Rockwell ve eşinin sarı renk sevgisi sayesinde taksilerin sarı olması yaygınlaştı. Sarı rengin dikkat çektiğini fark eden diğer firmalar da zamanla bunu kullanmaya başladılar.
Ancak daha sonra, yollarda en dikkat çeken rengin sarı olduğu bilimsel sonucuna dayanarak taksi filosu kuran firmalar da oldu. Bu gelişmelerle sarı taksi kültürü çok daha fazla popülerleşti. Bir zamanlar çeşitli girişim fikirleriyle Avrupa’dan Amerika’ya ve oradan da tüm dünyaya yayılan taksilerin bugün her ülkenin kendi kültürüne özel taksi çeşitleri bulunuyor.