Günümüzde küresel ısınma ve buna bağlı oluşan iklim değişikliği dünya için varoluşsal bir tehdit haline geldi. Fosil yakıt kullanımının sanayi devrimin başlamasından bu yana sürekli olarak artması ve ormanların tahribi, küresel ısınmaya neden olan sera gazı emisyonlarında önemli artışlara neden oldu. Karbon ayak izini azaltmak için sürdürülebilir üretim ve yenilenebilir enerji kaynaklarına geçiş hedefiyle çalışmalar yürüten Türkiye İnşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği (Türkiye İMSAD) da bu kapsamda hazırladığı “İnşaat Malzemeleri Sanayisinin Yeşil Mutabakata Uyumu: Yeşil Dönüşüm için Ar-Ge ve İnovasyon Rehberi”ni tamamladı. Avrupa Yeşil Mutabakatı’na ve Sınırda Karbon Düzenlemesi’ne uyum sürecinde inşaat malzemesi sanayicilerine yol gösterici nitelikte olan ve firmaların iyi uygulama örneklerini de içeren bu çalışmayı destekleyenler arasında Akçansa, Dalmaçyalı, Fibrobeton, GF Hakan Plastik, İzocam, Kalekim, Rigips, Tepe Betopan, Vaillant, Vitra ve Weber yer alıyor.
Rehber doküman Türkiye İMSAD komitelerinin ortak projesi
Türkiye İMSAD Ar-Ge Komitesi, Çevre Dostu Malzeme Komitesi ile Sürdürülebilirlik Komitesi’nin ortak projesi olarak hayata geçirilen rehberde, inşaat malzemesi sanayisinde sürdürülebilirlik odaklı Ar-Ge ve inovasyon alanında sera gazı emisyon azaltımına, enerji verimliliğinde artışa ve döngüsel malzeme kullanımının önemine dikkat çekiliyor. Çalışmada iklim değişikliği ile küresel ölçekli mücadelenin; 1992 yılında yürürlüğe giren Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi ile başlayıp, 2015 yılında Paris İklim anlaşması ve ardından 2019 yılında yayınlanan Avrupa Yeşil Mutabakatı’yla devam ettiği hatırlatıldı. Bunun, ülkeler ve kuruluşlar için bağlayıcı hedef ve önlemler paketi haline dönüştürüldüğü belirtildi.
“Yeşil yatırımların ülkemize çekilmesi için gayret gösteriyoruz”
Günümüzde orta ve uzun vadede planlar yapmanın öneminin her geçen gün arttığını söyleyen Türkiye İMSAD Yönetim Kurulu Başkanı Tayfun Küçükoğlu, “İçinde bulunduğumuz süreçte, özellikle geleceğimizi, üretimimizi, ticaretimizi şekillendirecek uzun vadeli planlar, uluslararası seviyede devreye alınmaya başlandı. En kapsamlı uluslararası planların başında Yeşil Mutabakat geldi ve bu adım ile Avrupa Birliği, yeşil dönüşümü yasal bir boyuta taşıdı. Uluslararası arenada meydana gelen değişim ve dönüşüm karşısında, ülkemizin kalkınma hedefleri doğrultusunda sürdürülebilir ve kaynak-etkin bir ekonomiye geçişini destekleyecek çalışmalar gerek kamu tarafında ilgili bakanlıklarımız düzeyinde, gerekse sivil toplum kuruluşları tarafından ciddiyetle sürdürülüyor. Bu amaçla atılan her adımı, ülkemizin küresel tedarik zincirlerindeki konumunun güçlendirilmesi ve yeşil yatırımların ülkemize çekilmesi bakımından çok önemli görüyor, ilgiyle izliyor, sektörümüzün uyum sağlaması için gayret gösteriyoruz” dedi.
“Yeşil Mutabakat’a uyum sağlamamız gerekiyor”
Yeşil Mutabakat’ın kapsadığı binalarda enerji verimliliğine yönelik önlemlerin, Avrupa Birliği ile ticaret yapan tüm ülkeleri direkt ilgilendirdiğine değinen Tayfun Küçükoğlu, şu ifadeleri kullandı: “Sınırda karbon uygulamasının öncelikli sektörlerde 2026’dan itibaren başlayacağının duyurulmasını olumlu bir gelişme olarak değerlendirmeli, bu süreci bir fırsat olarak görüp, şimdiden yol haritamızı oluşturmalıyız. Türkiye’yi üretim üssü olarak düşünürsek, bizim gibi enerji yoğun sektörlerin ağırlıklı olduğu bir ülkede Yeşil Mutabakat’a uyum sağlamamız ve bu süreci iyi yönetmemiz gerekiyor. Avrupa Birliği ile ticaret yapan tüm ülkeleri ilgilendiren Yeşil Mutabakat ve Sınırda Karbon Düzenlemesi konusunun sektörün en önemli gündem maddelerinden biri olması sebebiyle Türkiye İMSAD olarak biz de Yeşil Mutabakat’a geçiş sürecinde inşaat malzemesi sektörüne yol gösterici olacak bir rehber dokümanı için kolları sıvadık. Çalışmaları Abdullah Gül Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Burak Uzal ve kıymetli ekibi tarafından tamamlanan bu rehber doküman, sektörümüz açısından büyük etki ve değer yaratacak. Rehber doküman; sürdürülebilir ve iklim-nötr hale geçiş, sürdürülebilir üretimin göstergeleri ve ölçümü, yenilenebilir enerji kaynaklarına geçişin de aralarında bulunduğu birçok konu içeriyor.”
Yeşil Mutabakat’a uyum konusunda inşaat malzemesi sektörünü bilgilendirme ve bilinçlendirmeyi amaçlayan İnşaat Malzemeleri Sanayisinin Yeşil Mutabakata Uyumu: Yeşil Dönüşüm için Ar-Ge ve İnovasyon Rehberi’nde yer alan bilgilerden bazıları şöyle:
- İklim değişikliği ile küresel ölçekli mücadele, 1992 yılında yürürlüğe giren Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi ile başlayıp 2015 yılında Paris İklim anlaşması ve ardından 2019 yılında yayınlanan Avrupa Yeşil Mutabakatı ile ülkeler ve kuruluşlar için bağlayıcı hedef ve önlemler paketi haline dönüşmüştür.
- Paket, iklim değişikliği ile mücadele ederken ülkelerin ve şirketlerin rekabet edebilirlik güçlerinin korunması da hedeflendiğinden, Avrupa ile büyük ölçekli dış ticareti bulunan Türkiye’nin de şartlarını bu koşullara uygun hale getirmesi gerekmektedir.
- Avrupa Yeşil Mutabakatı’na uyum kapsamında sınırda karbon düzenlemeleri, yeşil ve döngüsel ekonomiye geçiş, iklim değişikliği ile mücadele gibi unsurların hayata geçirilmesinde, inşaat malzemesi sanayisinin ve genel olarak inşaat sektörünün önemli bir rol üstlenmesi gerekmektedir.
- İklim değişikliği ile mücadele kapsamında küresel ölçekte oluşan yeni ve bağlayıcı mekanizmalar, sanayi sektörlerini üretim süreçleri ve ürünlerinde, sosyal ve ekonomik faydaların yanı sıra çevresel etkileri en aza indirme hedefine yönelim olmalıdır.
- Sürdürülebilirlik konularının çok fazla ilgi ve destek kazandığı günümüzde, yeni ve sürdürülebilir iş modellerini hızlandırma çabaları, insan kaynaklı iklim sorununu çözmeye yönelik net bir yol oluşturmak için geleneksel Ar-Ge anlayışının yeniden tasarlanmasını gerektirmektedir.
- Avrupa Yeşil Mutabakatı genel çerçevesi ile karbon emisyonlarının azaltılması hedeflerine ulaşılmasında “Ar-Ge ve İnovasyon” özel ve etkin bir anahtar konumundadır.
- Üretimde alternatif ve yenilenebilir enerji kaynaklarına, atık yönetimi ve döngüsel yaklaşıma, karbon yakalama-kullanım-depolama başlıklarında Ar-Ge’ye dayalı yenilikçi yaklaşımlara odaklanılması gerekmektedir.