Tibet buzullarında, yaklaşık 15 bin yıllık virüsler keşfedildi. Bu virüsler on binlerce yıldır buzun için oldukça iyi şekilde korunarak bu günlere geldi. Aynı buzullarda, tüylü gergedan ve devasa kurt gibi nesli tükenmiş antik canlıların kalıntıları da bulunmuştu.
Fakat bu buzullarda bulunan her şey ölü değildi. Buzullarda bulunan 40 bin yıllık küf ve 42 bin yıllık yuvarlak solucanlar, laboratuvar ortamında yeniden canlandı. Bu hem oldukça etkileyici hem de oldukça korkutucu bir durum.
Hayata dönen antik canlılar
Bilim insanları, Tibet buzullarında buldukları bu antik canlıları incelerken 40 bin yıllık antik küfün ve 42 bin yıllık solucanların hayata döndüklerini görünce hem heyecanlandılar hem de dehşete kapıldılar. Bu canlıların bu kadar yıldan sonra çok iyi korunup tekrar hayat dönmeleri demek, onları inceleyip gezegenimizin geçmişini daha iyi öğrenebilmemiz demekti. Fakat aynı zamanda, bu canlılardan daha fazlası buzullarda olabilir ve kontrolsüz bir şekilde canlanıp insanlığa antik virüsler bulaştırabilir.
Bu canlılara ek olarak aynı buzul kütlesinin içinde 15 bin yıllık virüsler de keşfedildi. Keşfedilen virüslerin bazıları, bugün bildiğimiz virüslerin ilkel hallerine benziyorken bazıları ise hiç bilinmeyen yeni türler.
Virüsler, havadaki tozlar ve gazlar ile taşınmış
Bilim insanlarının yaptığı açıklamaya göre virüsler, buzulların oluştuğu dönemde o çevrede bulunan gazlar ve tozlar ile buzullara taşınmış olabilir. Bu da o dönemlerde havada bulunan gazlarda çeşitli tehlikeli virüslerin olduğunu gösteriyor. Araştırmacılar bu bilgiler ışığında, gezegenimizin o dönemki halini daha iyi anlayabiliyor ve gelecekte bulunabilecek yeni canlı türleri hakkında tahminler yürütebiliyor.
Araştırma ekibinden Lonnie Thompson, “Buzulların altında yatan ve açığa çıkmayı bekleyen virüsler hakkında çok az şey biliyoruz. Bu da onları tehlikeli yapıyor” diyerek endişelerini dile getirdi. Küresel ısınma yüzünden yakın gelecekte ortaya çıkabilecek yeni virüs türlerinin gezegenimizi nasıl etkileyeceği hâlâ bilinmiyor.
Bu virüsler ve gelecekte yaratabilecekleri tehditler hakkında araştırmalar hâlâ devam ediyor.