Demokrasi ve Atılım Partisi (DEVA) depremin öncesinde ve sonrasında alınacak önlemleri, afete karşı etkin örgütlenme modeli ile hayata geçirilmesi gereken yasal düzenlemeleri içeren önerilerini Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Deprem Araştırma Komisyonu’na sundu.
Gazete Duvar’da yer alan habere göre; DEVA Partisi’nde bulunan uzman kadro tarafından hazırlanan çalışmada, afet kaynaklı krizlerde ortaya konan merkeziyetçi politikaların tek başına bir anlam ifade etmediği kaydedilirken, yerelliği öne çıkaran yeni yönetim stratejilerinin hayata geçirilmesinin önemli olduğu vurgulandı. Yerele yetki devrinin hangi kurum ile yapılmasının da detaylı olarak tartışılması gerektiği belirtilen çalışma raporunda, “Merkezi ve yerel yönetimler arasındaki yetki ve sorumluluk paylaşımlarındaki belirsizlikler giderilmelidir. Afet risk yönetiminde mevcut durumdaki merkeziyetçi yönetim anlayışı terk edilmeli, yerel yönetimlerin etkinliğini artırmaya yönelik tedbirler alınmalıdır” ifadeleri kullanıldı.
‘AFAD, BİR AN ÖNCE KOORDİNASYON ROLÜNE ÇEKİLMELİ’
Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı’nın (AFAD) kuruluş amacına uygun olmayan şekilde icra gerektiren faaliyetlerde çok fazla sorumluluk aldığına dikkat çekilen çalışmada, “Bu durum, afet yönetiminde koordinasyon boşluğu oluşmasına neden olmaktadır. AFAD, bir an önce koordinasyon rolüne çekilmeli, standart belirleyen, destekleyen, denetleyen bir yaklaşımla yeniden yapılandırılmalıdır” denildi.
‘AFET MEVZUATI RİSK YÖNETİMİ ÇERÇEVESİNDE YENİDEN ELE ALINMALI’
DEVA Partisi tarafından hazırlanan öneriler arasında, Afet Mevzuatı’nın tüm yönleriyle yeniden ele alınması gerektiğini vurgulandı. 7269 sayılı Afet Kanunu’nda afet risklerinin azaltılması çalışmalarına yeterince yer verilmediğine dikkat çekilen çalışmada, “Kanun, daha çok afet sonrası süreçlerini ve bazı afet türlerini kapsamaktadır. Kanun, risk yönetimi çerçevesinde yeniden ele alınmalıdır. Bütün afet türlerini kapsayacak şekilde, afet yönetiminin tüm safhalarını tanımlayan, ilgili kurum ve kuruluşları, sorumluluklarını ve görev dağılımlarını gösteren, mekânsal planlama mevzuatı ile ilişki kuran, mevcut yerleşim yerleri ve yapıların afete dayanıklı hale dönüşümünü sağlayacak araçları da içeren çerçeveye kavuşturulmalıdır. Yerel yönetimlere, afet yönetiminin tüm safhalarında etkin görev ve sorumluluklar verilecek şekilde yasal düzenlemeler yapılmalıdır” ifade edildi.
‘TÜM BİNALAR İÇİN BİNA KİMLİK SİSTEMİ OLUŞTURULSUN’
Can ve mal kayıplarının en aza indirgenmesi amacıyla yapılan afet risk azaltma çalışmalarının, afet yönetiminin en önemli bileşeni olduğunun altı çizilen çalışmada, şu tavsiyelerde bulunuldu:
“Belediyeler tüm imar planlarını gözden geçirmeli, deprem mevzuatına uygunluk göstermeyen imar planları revize edilmelidir. Başta İstanbul olmak üzere, deprem riski altında bulunan yerleşim birimlerinde mikro bölgeleme çalışmaları öncelikle yapılmalı ve kısmen yapılmış olanlar tamamlanmalıdır. İmar aflarının (barışı) çıkarılması engellenmelidir. İmar affı kabul edilecek düzenlemelerin TBMM’de uzlaşmayı zorunlu kılan nitelikli karar yeter sayısı aranarak yapılması sağlanmalıdır. Tüm binalar için bina kimlik sisteminin bulunması önemlidir. Tıpkı araçlarda olduğu gibi, yapılar için de muayene sistemi kurulmalıdır. Yapıların belirli dönemlerde incelenmesine yönelik mevzuat düzenlemesi yapılmalıdır. Yapılan denetim sonuçlarına, bina kimlik sistemi içinde yer verilmelidir.”
‘AFETZEDELERE KONTEYNER DEĞİL, KİRA YARDIMI YAPILMALI’
Olası bir deprem durumunda afetzedeleri konteynerlere yerleştirmenin doğru olmadığının dile getirildiği çalışma raporunda, “Afetzedelerin kalıcı konutlara yerleşimlerinden önce geçici barınma çözümleri için kira yardımı ve kamu misafirhanelerinden faydalanma alternatifleri birinci öncelik olarak düşünülmelidir. Bu sayede vatandaşlarımız alışkın oldukları mesken koşullarından tamamen uzaklaşmayacak, sosyal hayatları da çok fazla etkilenmeyecektir. Zemin ve yapı olarak depremden hasar görmeyecek durumda olduğu tespit edilen okul, cami, AVM gibi sosyal donatılar toplanma ve geçici barınma alanı olarak değerlendirilmelidir” denildi.