Türkiye Müteahhitler Birliği (TMB), ekonomi çevreleri ve sektör tarafından ilgiyle takip edilen Temmuz 2020 İnşaat Sektörü Analizi Raporu’nu yayınladı. “Normalleşme Adımları Beraberinde Devam Eden Belirsizlikler” başlıklı analizde, küresel ve ulusal ekonomi ile inşaat sektörüne ilişkin veriler kapsamlı biçimde değerlendirildi.
Raporda, sektörün yurtdışında salgının küresel etkilerine rağmen, yılın başında açıklanan 20 milyar ABD Doları tutarında yeni proje hedefine ulaşma gayreti içinde olduğu belirtildi. Çalışmada, girişimcilik ruhu ile öne çıkan Türk müteahhitlerinin normalleşme süreci ile birlikte ülkelerin gündeminde yer alacak kalkınma hamleleri ve altyapı ihtiyaçlarında, oldukça riskli bölgelerde hem de uygun maliyetle ve kaliteli iş yapıyor olmasının avantaj olduğu değerlendirildi. Bu çerçevede salgın sonrasına odaklanan sektör için proaktif yaklaşımlar ortaya koymanın büyük önem taşıdığına vurgu yapıldı.
Finansman ve işbirlikleri için webinarlar düzenleniyor
Yurtdışında en büyük ihtiyacın finansman temini olduğu belirtilen çalışmada, “Türk Eximbank kredi maliyetlerinin düşürülmesi, talep edilen banka teminatlarının azaltılması, inşaat sektörüne yönelik ürünlerin esnekleştirilmesi ve çeşitlendirilmesi ihtiyacı mevcuttur. Risk Sigortası, Kefalet Bonosu, Yurtdışı Teminat Mektubu gibi programların bir an önce uygulamaya konulmasını beklenmektedir” dendi.
Ayrıca pazarların çeşitlendirilmesine duyulan ihtiyaca vurgu yapılırken, salgın sonrasında Sahra altı Afrika ülkelerinde kalkınma planları çerçevesinde sürdürülecek projelerden, uluslararası kuruluşlardan mali destek sağlanmasıyla Türk müteahhitlerinin önemli pay almasının mümkün olabileceği kaydedildi. Bu kapsamda TMB öncülüğünde Afrika ve Asya Kalkınma Bankaları’nın aralarında yer aldığı çok taraflı uluslararası kuruluşlarla temasların artırıldığına dikkat çekilen raporda, üçüncü ülke işbirliği kapsamında ise Türk Eximbank ile Amerikan Eximbank arasındaki mevcut mutabakat zaptının uygulanmasına yönelik olarak çalışmaların sürdüğü de kaydedildi.
TMB ayrıca, salgın sonrası dönemde yeni açılımlar ve ortaklıkların önünü açma hedefi çerçevesinde Uluslararası Müteahhitler Birlikleri Konfederasyonu (CICA) ve Avrupa Uluslararası Müteahhitler Birliği (EIC) gibi muadil kuruluşlar ile çalışmalar yürütüyor. Bu doğrultuda geçtiğimiz günlerde düzenlenen webinar ile Avrupalı uluslararası müteahhitler ile Birlik üyesi firmalar olası işbirliklerini ele almak üzere bir araya geldi.
Türkiye Müteahhitler Birliği’nin 2020 yılının ilk yarısını değerlendirdiği raporda genel ekonomi ve sektöre ilişkin özetle şu tespitlere yer verildi:
SEKTÖR ÖNEMİNİ KORUYOR: Dünya ekonomisinde salgının bu yıl yol açması beklenen resesyonun ardından 2021 yılı için ortaya konan büyüme öngörülerinde, inşaat sektörünün katkıları kritik önem taşıyacak gözükmektedir. Nitekim Avrupa İnşaat Sanayii Federasyonu (FIEC), yapılan bazı çalışmaların inşaat faaliyetlerindeki her 1 Euro’luk harcamanın toplam ekonomik faaliyetlere çarpan etkisiyle 1,9 ila 2,9 Euro arasında ek katkı sağladığına işaret etmektedir.
YURTDIŞI PORTFÖYÜ 405 MİLYAR DOLARA ULAŞTI: Ticaret Bakanlığı’nın verilerine göre; 2020 yılının ilk yarısında sektör tarafından yurtdışında 3,9 milyar ABD Doları tutarında toplam 85 proje üstlenilmiştir. Türk müteahhitler, 2019 yılında Ocak – Haziran döneminde ise 5,1 milyar ABD Doları tutarında toplam 109 proje üstlenmiştir. Yılın ilk yarısında lider pazar yine Rusya olmuş, ülkede toplam büyüklüğü 1,5 milyar ABD Doları olan 12 projenin yapımı müteahhitlerimize ihale edilmiştir. İlk beş pazar içindeki diğer ülkeler Ukrayna (toplam tutarı 628 milyon ABD Doları olan 5 proje), Irak (toplam tutarı 364 milyon ABD Doları olan 5 proje), Hırvatistan (358 milyon ABD Doları büyüklüğünde 1 proje) ve Katar (toplam tutarı 237 milyon ABD Doları olan 3 proje) olarak sıralanmıştır. Sektörün yurtdışında bugüne kadarki toplam proje portföyü 405,2 milyar ABD Doları olmuştur.
SÜREN 40 MİLYAR DOLARLIK PROJE MEVCUT: Türk müteahhitlerinin yurtdışında üstlenilmiş olduğu ve halen yapımı süren proje tutarının yaklaşık 40 milyar ABD Doları olduğu hesaplanmaktadır. Salgınla mücadele çalışmalarının, yapımı devam eden projelerde neden olabileceği gecikmelerin cezai yaptırımlara yol açmaması için gerektiğinde ilgili ülke makamları nezdinde girişimlerde bulunulması önem taşımaktadır.
SEKTÖRDE DARALMA SÜRECEK: TÜİK verilerine göre; yıllık bazda 2019 yılının ilk iki çeyreğinde sektörde yaşanan daralmanın sırasıyla %9,3 ve %12,7 oranlarında olması, bu yılın aynı dönemi için olumlu bir baz etkisi oluşturmaktadır. Ancak koronavirüs salgınının etkilerinin ikinci çeyrek dönem verilerinde keskin biçimde izlenmeye başlaması ve sektörde daralmanın sürmesi beklenmektedir.
KONUT SATIŞLARI KAMPANYALARLA YÜKSELDİ: Kamu bankalarının konut kredisi faiz oranları ilk el satışlarda %0,64 ve ikinci el satışlarda %0,74’e kadar çekilmiş; peşinat oranı %10’a düşürülen kredide ayrıca bir yıl ödemesiz dönem tanımlanmıştır. Kampanyanın Haziran ayında konut satışlarına kayda değer ivme kazandırdığı görülmüştür.
OFİS STOKLARINDA ARTIŞ YAŞANABİLİR: Pandemi nedeniyle artan evden çalışma ile konutlarda geçirilen sürenin artması hem konut tercihi kriterlerini değiştirmeye başlamış, hem de konut dışı gayrimenkul piyasasını olumsuz etkilemiştir. Yeni ofis kiralama rakamları hızla düşerken, ilerleyen dönemde buna bağlı olarak ofis stoklarında artış, geniş alanı olan ofis talebi ve paylaşımlı ofis kullanımı gibi gelişmelerin yaygınlaşması beklenmektedir.
KREDİLERİN TAKİBE DÜŞME HIZI ARTTI: İnşaat sektörünün kaynak sıkıntısı kapsamında bankalardan kullandığı kredi büyüklüğü ile bu kredilerin takibe düşme hızı da belirgin biçimde artmış durumdadır. BDDK’nın verilerine göre; 2018 yılı Nisan ayında 6,1 milyar TL seviyesindeki takibe düşen kredi borcu tutarının bu yılın aynı ayında 25,4 milyar TL düzeyine ulaşmış olması, müteahhitlik sektörünün bir süredir yaşadığı finansman sıkıntısının ağırlaşarak sürdüğünün göstergesidir. Bu rakam Nisan 2019’da da 14,7 milyar TL olmuştur. Ayrıca Türkiye Bankalar Birliği’nin Nisan 2020 verilerine göre; tasfiye olunacak alacağı en yüksek sektör %10 oranı ile inşaat sektörüdür.
YÜKSEK TEKNOLOJİ ETKİN KULLANILMALI: İnşaat faaliyetlerinde her aşamada değer üreterek verimlilik ve üretkenliği optimize edildiği, yüksek teknolojinin etkin kullanıldığı bir yapının kurulması sektörün krizlere karşı daha dayanıklı hale gelmesini ve yurtdışında da daha büyük fark yaratmasını sağlayabilecektir. Ayrıca dünyada artan rekabette geride kalmamak için ve sektörde daha fazla katma değeri yüksek proje üstlenebilmek amacıyla yüksek teknolojilerin inşaat faaliyetlerine entegrasyonunda geç kalınmaması önem taşımaktadır. TMB bu konuda ilgili tüm bakanlıklar, kurum ve kuruluşlar, TÜBİTAK ve akademik dünyanın katılımıyla ön çalışma başlatmıştır.
KIRILGANLIKLARIN AZALTILMASI İHTİYAÇ: Dünyada yaşanan parasal genişleme ve düşük faiz ortamında gelişmekte olan ülkelerin kazançlı çıkabileceği görüşü dile getirilirken, benzer biçimde 2010 – 2019 dönemi küresel ekonomik politikalardan faydalanmış olan Türkiye’nin başta cari denge, enflasyon ve bütçe tarafında olmak üzere salgınla artan kırılganlıklarını kademeli olarak azaltması gerektiği vurgulanmaktadır.