Geçtiğimiz cuma günü gerçekleşen depremde yaşanan can kayıpları gösteriyor ki ülke olarak depreme karşı sürekli mağlup oluyoruz. Turk Emlak Haber Ajansı editörleri deprem konusunda atılması gereken adımları yazdı.
Deprem uzmanı bilim insanlarının tüm uyarılarına rağmen, kentsel dönüşümde çok fazla ilerleme kaydedilemedi. Her ne kadar, bazı ilçelerde kentsel dönüşümde lokal olarak çalışmalar başlamış olsa da en yıkıcı afet olan deprem sürekli bir adım önümüzde, sinsi bir düşman gibi hareket ediyor.
İzmir depremi, ülkede dönüşüm seferberliğinin fitilini ateşlesin
Deprem felaketi sadece gerçekleştiği bölgede değil, tüm ülkede insanların canını yakıyor. Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum’un “İzmir tarihindeki en büyük kentsel dönüşümü başlatıyoruz” açıklaması umarız milat olur ve sözde kalmaz. Bu felaket bize İzmir’in düşman işgalinden kurtuluşundaki gibi, deprem belasından da kurtulmamız için de bir milat olsun.
Müteahhitler ve vatandaş aç gözlü davrandı
İstanbul’da kentsel dönüşümün simge bölgesi, Fikirtepe bugün bakıldığında binlerce mağduru kapıda bekleten bir bölge halinde. 10 yıldır bir türlü tamamlanamayan projeler, yıkılıp yapılamayan evler bu bölgeyi dönüşümün fiyaskosu haline getirdi. Daha fazla para kazanmak isteyen müteahhitler ve hakkına rıza göstermeyen hak sahipleri bugünkü mağduriyetin baş sorumlusu olarak adlandırılıyor. Burada yapılan en büyük hata, vatandaş ve müteahhitleri baş başa bırakmak oldu. Müteahhit, belediyeler ve bakanlık el ele vererek bu işi tereyağından kıl çeker gibi rahatlıkla çözebilirdi. Fakat bu konuda defalarca zirveler, toplantılar yapılmasına rağmen çözüm üretilemedi.
Depreme dayanıklı yarım kalmış projeler tamamlanmalı
İstanbul’da bilindiği gibi yarım kalmış, ya da tamamlanmış fakat teslimi yapılmamış binlerce konut bulunuyor. Esenyurt’ta müteahhitler tarafından mağdur edilmiş veya TMSF tarafından el konulmuş projeler 10 yıldır âtıl olarak duruyor. Bir yandan dönüşüm diyerek, bir yandan da yapılmış projelerin âtıl olarak bırakılması 2 büyük tezat olarak karşımıza çıkıyor. Belki o evler devletin desteği ile tamamlanıp çürük binalarda oturan hak sahiplerine teslim edilmiş olsa, yaşanacak bir depremde binlerce kişinin hayatının kurtulmasına vesile olacak. Devletin 10 yıldır yılan hikayesine dönen projelerle ilgili hiçbir adım atmaması da oldukça düşündürücü
İstanbul depremini korkmadan karşılayalım
Kentsel dönüşümde sınıfta kalan bir ülke olduğumuz yaşanan her depremde açığa çıkıyor. İstanbul gibi 20 milyonluk bir şehirde yaşanacak büyük bir deprem, tüm Türkiye’nin enkaz altında kalması anlamına geliyor. Her ne kadar kentsel dönüşüm seferberliği ilan edilmiş olsa da İstanbul gibi bir metropol için oldukça yetersiz kaldı. İzmir depremi son olsun ve bir daha böyle acılar yaşanmasın. Devletimiz bu konuda Emlak Konut GYO, TOKİ, Kiptaş gibi kurumları devreye sokarak çok hızlı bir dönüşüm başlatmalı. Var olan çalışmaların kapasitesi 4-5 kat artırılmalı. Hak sahipleri ile devlet kendisi oturup anlaşmalı ki yeni Fikirtepe vakaları yaşanmasın.
Çalışmalar bakanlık tarafından günlük, haftalık olarak denetlenmeli. Yüklenici firmaların baştan savma iş yapmalarına engel olacak tüm katı adımlar atılmalı. Yetersiz inşaat firmalarının çalışma izinleri, ruhsatları iptal edilmeli. İstanbul çok acilen en hızlı ve kaliteli şekilde dönüşüme girmeli ki olası bir depremde ayakta kalabilsin. İnsanlar deprem olacak mı korkusu yaşamamalı. Bu sadece İstanbul için değil, deprem kuşağında olsun olmasın tüm iller, ilçeler, mahalleler, köyler içinde uygulanmalı. Türkiye depremlerde, sellerde yerle bir olan ülkeler kategorisinden çıkarılmalı. Ülkemiz deprem konusunda seferberlik ilanını kırmızı alarm seviyesine çıkarıp, depreme karşı yapılacak savaşı kazanmalı.
İlhan ÇAMKARA & Neşe AYYILDIZ / Turk Emlak Haber Ajansı