Köy yaşamı son yıllarda hayli çekici bir hal almaya başladı. İstatistiki veriler de bize büyük şehirlerden, metropollerden daha doğal ve organik yerlere bir göç olduğunu gösteriyor. Ayrıca deneyim turizminin ve cittaslow kavramının yükselişiyle beraber seyahat rotaları da beş yıldızlı otellerden ya da büyük yerleşim yerlerinden köylere doğru kaymaya başladı.
Özellikle iklim değişiklikleri ve büyük şehirlerin popülasyonundaki hızlı artış, doğal ve tarihi alanları daha ilgi çekici hale getirdi. Zamanın daha yavaş ve daha sakin şekilde aktığı köyler; basit yaşamları, temiz havaları, şirin atmosferleri ve yeşile doyuran manzaralarıyla ilham vermeye başladı.
Yeni bir düşünme biçimi olan yeşil seyahat olgusunun da trend haline geldiğini göz önünde bulundurursak köy yaşamının ve köy gezilerinin önümüzdeki süreçte daha cazip hale geleceğini söyleyebiliriz.
Bu yazımızda Türkiye’nin en güzel köylerini inceleyeceğiz ve doğal hayat peşinde yol alacağız. Hazırsan başlayalım, ama öncelikle yeşil seyahat kavramından biraz bahsedelim.
Yeşil Seyahat: Doğanın Parçası Ol
Sürdürülebilir turizm ya da ekoturizm gibi kavramlar son yıllarda hayli revaçta. Yeşil seyahat veya başka bir deyişle çevreci seyahat de doğal alanlara karşı sorumlu olmayı içeren ekoturizmi kapsıyor.
Ekonomik ve çevresel sürdürülebilirliğe önem veren sorumlu seyahat deneyimlerine karşılık gelen yeşil seyahat, doğayı koruma ve ona sahip çıkma düşüncesi ile başlıyor, doğal alanlara olumlu bir katkı yapmanın önemini de içerisinde barındırıyor.
Biyoçeşitliliğe ve lokal kültürlere karşı duyarlı olduğu için tüm dünyaya oldukça hızlı şekilde yayılan yeşil seyahat, yaşadığımız çağ açısından “sürdürülebilirliğin” önemini vurguluyor ve tüm gezginleri yaşadıkları dünyaya karşı sorumlu olmaya davet ediyor.
Yaşadığımız ülkenin de her köşesinde olağanüstü güzellikler ve yeşil seyahat rotaları bulunuyor. Türkiye’nin köyleri gezginlere eşsiz doğa gezileri ve kültürel seyahatler sunuyor, farklı deneyimler yaşayabilecekleri rotalar sağlıyor. Şimdi, birbirinden güzel ve gizemli köylere doğru yola çıkalım.
Maral Köyü: Cennetten Bir Köşe
Artvin, ülkemizin cennet köşelerinin başında geliyor. Buradaki doğal güzelliklerin ve kartpostallardan fırlamış gibi duran manzaraların tarifi yok desek abartmış olmayız. Artvin’in Maçahel Bölgesi’ne bağlı Maral Köyü de bu kusursuz güzelliklerin başında geliyor.
Maçahel Bölgesi, Artvin’in Borçka ilçesinde bulunan ve toplamda 18 köyden oluşan bir yerleşim yeri. 1921 yılında yapılan Türkiye – Rusya sınır anlaşması çerçevesinde burada bulunan köylerin 12 tanesi Gürcistan, 6 tanesi ise Türkiye sınırları içerisinde kalmış. Maral Köyü de ülke sınırlarımızda kalan köylerden biri.
Eşsiz bir doğaya sahip bu köy, doğa tutkunları ve yeşil seyahat seven gezginler açısından muhteşem bir nokta. Burada bulunan ve 65 metre yükseklikten dökülen Maral Şelalesi de ayrıca görmen gereken gizemli bir güzellik. Maçahel Vadisi içerisinde bulunan şelale, yemyeşil ladin ve kayın ağaçları ile örtülü.
Maral Köyü yemyeşil atmosferi ve dış dünyaya kapalı ortamıyla huzuru bulabileceğin bir yer. Buraya geldiğinde kendinle baş başa kalabilir ve doğanın tüm çekiciliğini sonuna kadar hissedebilirsin. Bölgeye ulaşmanın en kolay yolu ise Trabzon’a uçmak ve oradan aktarma yapmak!
Kozbeyli Köyü: Enfes Taş Evler
Kozbeyli Köyü, İzmir‘in Foça ilçesinde yer alan saklı bir cennet. Taş evleri, tarihi kalıntıları ve dinginlik veren yaşamı ile ilgi çekici bir güzergah olan Kozbeyli Köyü, kafasını dinlemek isteyen gezginler için oldukça uygun.
Yaklaşık 600 yıl kadar önce kurulan Kozbeyli Köyü, önceleri Şaphane Dağı’nın zirvesine yakın bir konumdaymış. Ancak daha sonra Yeni Foça Körfezi’nden gelen korsanlara karşı daha korunaklı bir bölge olması nedeniyle köy şu andaki yerine taşınmış.
Temiz havası, sessiz sokakları ve huzur dolu yapısıyla Kozbeyli Köyü, son yıllarda büyük şehirlerden göç alan yerlerden. İzmir, İstanbul ve diğer büyükşehirlerden kaçıp buraya yerleşenlerin sayısı her geçen gün artıyor.
Ayrıca Kozbeyli Köyü’nün İzmir’e yakın olması da ciddi bir avantaj. Şehir özlemi çekmeye başlayanlar kolayca İzmir merkeze ulaşabiliyor ve ihtiyaçlarını giderebiliyor. Aklında olsun; Kozbeyli Köyü’nün Dibek Kahvesi de hayli ünlü. Buraya gelirsen bu kahveyi mutlaka ziyaret et ve bir Türk kahvesi yudumla, pişman olmayacaksın!
Vakıflı Köyü: Zeytin ve Çam Ağaçlarıyla Kaplı
Vakıflı Köyü, Hatay‘ın Samandağ ilçesine bağlı bir köy. Akdeniz’e yüzünü dönmüş ve bol oksijenli bir bölgede kurulan köy, tarihsel olarak da hayli önemli. Eski bir Ermeni köyü olan Vakıflı, kültürel açıdan Türkiye’nin en özel köylerinden.
Son yıllarda gezginlerin uğrak noktalarından biri olan köy, deneyim odaklı seyahatler açısından oldukça ilgi çekici bir yer. Zeytin ve çam ağaçları ile kaplı olan köy, Akdeniz güneşinin kendisini güzelce hissettirdiği huzur dolu bir durak.
Tarihi ve doğanın iç içe geçtiği Vakıflı Köyü, kendine has mimari özellikler taşıyan taş evleriyle de görülmeye değer.
Adatepe: Kaz Dağlarına Doğru
Adatepe Köyü; Kaz Dağlarının batı tarafında yer alıyor. Deniz seviyesinden 280 metre yükseklikte bulunan köy, oksijeni bol atmosferiyle ve tertemiz doğasıyla dikkat çekiyor. Eski bir Rum köyü olan Adatepe, taş işçiliğinin öne çıktığı tarihi evleri ve sessiz sokaklarıyla da ilham verici bir durak.
Tarihi, doğal ve kültürel değerleri nedeniyle koruma altında olan bu yerleşim yeri, oksijen deposu niteliğindeki çam ormanlarıyla sarılı. Aynı zamanda bu köy, Rum-Türk kültürünün de beraber yaşadığı en eski köylerimizden de biri. Bu yönüyle de hayli kıymetli.
Ayrıca buraya geldiğinde tarihi ve görkemli çınarların altında keyifle kahve içmeyi, Zeus Altarı’na çıkmayı ve Taş Mektep’i görmeyi ihmal etme!
Faralya Köyü: Likya Yolu’nun Parçası
Faralya ya da bir başka isimle Uzunyurt; Muğla’nın Fethiye ilçesine bağlı bir yerleşim yeri. Denizden yaklaşık 450 metre yükseklikte bulunan bu göz alıcı güzellikteki yerleşim yeri; Fethiye’ye 25 km, Ölüdeniz’e ise 10 km uzaklıkta.
Tarihi Likya Yolu üzerinde bulunan bu cennet; Hisar, Orta ve Kabak olmak üzere 3 mahalleden oluşuyor. Sırtını Baba Dağı’na vermiş, yüzünü ise Akdeniz’e dönmüş olan Faralya Köyü, manzara tutkunu gezginler için baş döndürücü bir güzelliğe sahip.
Kızılçam ormanları içinde cennetten bir köşe olan Faralya Köyü, dünyaca ünlü Times dergisi tarafından da “Türkiye’de bulunan gizli cennetlerden” biri olarak gösterilmiş. Eğer denize doğru uzanan sakin ve huzurlu bir köşe arıyorsan Faralya seni çağırıyor! Bölgeye ulaşmanın en kolay yolu da Dalaman’a uçup oradan aktarma yapmaktan geçiyor.