104 emekli amiral, Montrö ve üniformasıyla gittiği tarikat evinde cüppe ve sarıklı fotoğraları basına sızan Tuğamiral Mehmet Sarı’ya ilişkin açıklama yapmış, bunun üzerine haklarında “suç işlemek için anlaşma” gerekçesiyle iddianame hazırlanmıştı. Ankara 20. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilen davanın 21 Mart’ta görülecek ilk duruşmasından önce Ankara dışında yaşayan isimlere, bulundukları illerde savunma yapabilmeleri için talimat yazıldı. Bu kapsamda İzmir’de yaşayan ve orada savunma yapan bir emekli amiral, açıklamada siyasi bir yön bulunmadığını vurgulayarak, “İddianame, baskıyla hazırlanmış bir hukuk garabetidir, bildiriye karşı siyasilerin söylemlerinin hiçbir hukuki yanı yoktur” dedi.
“TANSIYONU ÖNLÜYOR”
Rusya ile Ukrayna arasındaki gerilime de değinen amiral, “Ukrayna ve Rusya arasındaki krizde Karadeniz’deki tansiyonun artmasını önleyen Montrö Sözleşmesi. Aksi durumda Karadeniz, başta ABD olmak üzere birçok ülkenin yabancı gemilerinin cirit attığı kriz alanı olurdu” ifadelerini kullandı. Emekli amiral, ayrıca, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın Montrö’ye yönelik açıklamasını da anımsatarak, “Bu bile duyurudaki görüşlerimizin önemini ortaya koymaktadır” diye konuştu.
“GERI DÖNÜLMEZ SONUÇ”
Sakarya’da savunma yapan bir emekli amiral de Montrö’nün, mesleği itibarıyla uzmanlık alanında olduğunu belirterek şu vurguyu yaptı:
“Montrö Sözleşmesi, hem Türkiye Cumhuriyeti’nin bağımsızlığı, egemenliği ve üstün çıkarları için hem de uluslararası barış ve birliğin korunması için ciddi öneme sahip bir sözleşmedir. Montrö, Lozan Antlaşması’ndan sonra Türkiye’nin en büyük diplomasi başarısıdır.”
“HÂKIMIYETI PERÇINLIYOR”
Ankara’daki duruşmaya gönderilmek üzere yazılı savunma yapan bir emekli amiral de Türkiye’nin, Montrö ile boğazlar üzerinde tam hâkimiyet sağladığını vurgulayarak, “Montrö Sözleşmesi sadece Türkiye’nin güvenliği için yapılmış bir sözleşme değil, aynı zamanda Karadeniz’in de güvenliğidir. Karadeniz’de Türk hâkimiyetidir. Yaşanabilecek çatışmaların önlenmesinin sigortasıdır. Montrö Sözleşmesi, Karadeniz’e sahildar olmayan ülke savaş gemileri için ciddi sınırlamalar getirir. Türkiye’nin güvenliğini ve Karadeniz’deki hâkimiyetini perçinleyen bu sözleşme için yazılan duyuruya olur verdiğim için ‘Türk devletinin güvenliğine karşı suç işlediğim iddiası’ ile yargılanmak çok büyük bir üzüntü vesilesidir” ifadelerini kullandı.