Yabancıların Türk vatandaşlarına tanınan tüm haklara sahip olmaması ve çeşitli gerekçelerle birtakım haklarının sınırlanması, ülkelerin egemenlik yetkisinin bir gereğidir. Temel hakların özüne zarar verilmeksizin ülkelerin yabancıların sahip olduğu hakları sınırlama yetkisinin bulunduğu, uluslararası hukuk tarafından da kabul edilmektedir.
Yabancıların sahip oldukları haklar noktasında ise en çok merak edilenlerden birisi, yabancıların Türkiye’deki miras haklarının ne şekilde düzenlendiği konusudur.
Miras Hakkından Doğan Uyuşmazlığa Hangi Ülke Hukuku Uygulanmaktadır?
İçinde yabancılık unsuru barındıran hukuki uyuşmazlıklarda gündeme gelen ilk ve en önemli konu, uyuşmazlığa hangi ülke hukukunun uygulanacağı konusudur.
Konumuz özelinde yabancıların miras hakkı ele alındığından en az bir tarafı yabancı olan bu uyuşmazlığa da hangi ülke hukukunun uygulanacağının tespit edilmesi gerekmektedir.
Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun (MÖHUK)’ un 20. maddesinde, miras hukukundan doğan uyuşmazlıklara hangi ülke hukukunun uygulanacağı konusu belirtilmiştir.
Buna göre;
“Miras ölenin milli hukukuna tabidir. Türkiye’de bulunan taşınmazlar hakkında Türk hukuku uygulanır.
Mirasın açılması sebeplerine, iktisabına ve taksimine ilişkin hükümler terekenin bulunduğu ülke hukukuna tabidir.”
Mirasa uygulanacak hukuk bakımından madde hükmünde ikili bir ayrım yapıldığından söz edilmesi mümkündür.
Şöyle ki;
- Mirasa konu malın taşınmaz olması halinde, mirasa Türk hukuku uygulanacaktır. Yani miras olarak taşınmazın kalmış olması ihtimalinde yabancının hangi ülke vatandaşı olduğuna bakılmaksızın, miras hakkında Türk hukuku hükümleri uygulanmaktadır.
- Ancak miras olarak taşınır (araba, para gibi) mal kalmış olması halinde, artık miras hakkında ölen kişinin milli hukuku uygulanacaktır. Yani ölen kişi hangi ülke vatandaşı ise o ülkenin mirasa ilişkin hükümleri uygulanmaktadır.
- Mirasın açılması sebeplerine, kazanılmasına ve paylaştırılmasına ilişkin hükümler ise terekenin bulunduğu ülke hukukuna tabidir. Yani ölen kişinin malvarlığı (terekesi) hangi ülkede ise, mirasın açılma sebepleri, kazanılması ve paylaşımı konusunda o ülke hukuku uygulanmalıdır.
Ölüme Bağlı Tasarruf Ehliyeti ve Şeklinde Hangi Hukuk Uygulanmalı?
Ölüme bağlı tasarruflar olan, vasiyetname, miras sözleşmesi gibi hukuki işlemlerin şekli ve bu işlemleri yapabilmek için gerekli şartlar yani ehliyet hususunda uygulanacak kural MÖHUK madde 20’de düzenlenmiştir.
“Ölüme bağlı tasarrufun şekline 7 nci madde hükmü uygulanır. Ölenin millî hukukuna uygun şekilde yapılan ölüme bağlı tasarruflar da geçerlidir.
Ölüme bağlı tasarruf ehliyeti, tasarrufta bulunanın, tasarrufun yapıldığı andaki millî hukukuna tâbidir”
- Ölüme bağlı tasarrufların şekli hususunda uygulanacak hukuk noktasında kanun iki alternatif sunmuştur. Ölüme bağlı tasarrufun şeklen, bunlardan birinin hukukunun öngördüğü kurallara uygun olması yeterlidir:
- Ölüme bağlı tasarrufun yapıldığı ülke hukukunun veya ölüme bağlı tasarrufun esası hakkında yetkili olan hukukun öngördüğü şekil kuralları,
- Ölenin millî hukukunun yani vatandaşı olduğu ülkenin hukukunun öngördüğü şekil kuralları.
- Ölüme bağlı tasarruflarda ehliyet yani kimlerin ölüme bağlı tasarruf yapabileceği hususunda uygulanacak hukuk; ölüme bağlı tasarrufun yapıldığı anda yapan kişinin milli hukukudur yani tasarrufun yapıldığı anda ölüme bağlı tasarrufu yapan kişinin vatandaşı olduğu ülkenin hukuku uygulanır.
Yabancıların Miras Hakkı Sınırsız Mıdır?
Miras, malvarlığı edinmenin yollarından birisi olarak tanımlanabilir. Yani bir kimseye miras kaldığında, aslında o kişinin malvarlığı edindiğinden söz edilmektedir.
Önemle belirtilmelidir ki, yabancıların Türkiye’de özellikle taşınmaz malları ve ayni hakları edinmesi birtakım sınırlamalara tabidir. Bu sınırlamalar, taşınmazların ve ayni hakların miras yoluyla kazanılması halinde de geçerlidir.
- Yabancıların Türkiye’de taşınmaz mal ve ayni hak edinme esasları ise Tapu Kanunu’nun 35. maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre;
“Kanuni sınırlamalara uyulmak kaydıyla, uluslararası ikili ilişkiler yönünden ve ülke menfaatlerinin gerektirdiği hallerde Cumhurbaşkanı tarafından belirlenen ülkelerin vatandaşı olan yabancı uyruklu gerçek kişiler Türkiye’de taşınmaz ve sınırlı ayni hak edinebilirler.
Yabancı uyruklu gerçek kişilerin edindikleri taşınmazlar ile bağımsız ve sürekli nitelikteki sınırlı ayni hakların toplam alanı, özel mülkiyete konu ilçe yüz ölçümünün yüzde onunu ve kişi başına ülke genelinde otuz hektarı geçemez. Cumhurbaşkanı kişi başına ülke genelinde edinilebilecek miktarı iki katına kadar artırmaya yetkilidir.”
Görüldüğü üzere; yabancıların Türkiye’de taşınmaz ve sınırlı ayni hak edinme hakları sınırlandırılmıştır.
Hükme göre yabancıların yani Türk vatandaşı olmayan bir kişinin, Türkiye’de taşınmaz ve sınırlı ayni hak edinebilmeleri için;
- Cumhurbaşkanı tarafından belirlenen ülkelerden birinin vatandaşı olması,
- Taşınmazlar ile bağımsız ve sürekli nitelikteki sınırlı ayni hakların toplam alanının; özel mülkiyete konu ilçe yüz ölçümünün yüzde onunu ve kişi başına ülke genelinde otuz hektarı geçmemiş olması gerekmektedir.
Bu sınırlamalar miras yoluyla kazanımda da geçerli olduğundan, bu sınırlamalar dahilinde olan bir taşınmaz malın veya ayni hakkın miras yoluyla kazanılması da mümkün değildir.
Yabancıların edinemeyeceği taşınmaz malların ve ayni hakların kendilerine miras kalması halinde ise; malvarlığı tasfiye edilerek bedele çevrilecektir. Yani yabancıların edinemeyeceği bir malvarlığının yabancıya miras kalması halinde, yabancının o malvarlığını değil de ancak malvarlığının bedelini alabilmesi mümkündür.
Yabancı Ülkede Alınmış Olan Veraset İlamı (Mirasçılık Belgesi) Türkiye’de Geçerli Midir?
Yabancı ülkede verilmiş olan mahkeme kararlarının Türkiye’de geçerli olabilmesi, tanıma ve tenfiz ile mümkündür. Tanıma ve tenfiz işlemi olmaksızın yabancı ülkede verilmiş olan bir mahkeme kararının Türkiye’de geçerli olduğunun kabul edilebilmesi mümkün değildir.
Mirasçılık belgesi ise kimlerin mirasçı olduğunu gösteren ve aksi ispatlanabilen bir belgedir. Yani açılan bir dava sonucu alınmış olsa dahi mirasçılık belgesinin kesinleşmiş bir mahkeme kararı niteliğinde olduğundan söz edilemez.
Dolayısıyla kesin bir mahkeme kararı niteliğinde olmayan mirasçılık belgesinin tanıma ve tenfizi mümkün olmadığından kural olarak Türkiye’de geçerli olduğunun kabul edilmesi mümkün değildir.
Yabancılar Hakkında Türkiye’de Veraset İlamı (Mirasçılık Belgesi) Alınması Mümkün Müdür?
Yabancılar hakkında Türkiye’de mirasçılık belgesi alınmasının önünde hukuki bir engel görünmemektedir. Dolayısıyla yabancı bir kimsenin yabancı ülkede bulunan miras hakkında Türkiye’deki sulh hukuk mahkemelerinden mirasçılık belgesi alması mümkündür. Yargıtay’ında görüşü de bu doğrultuda olup,
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2012/7173 E. 2013/366 K. sayılı kararı gereği
“Mirastaki taşınırlar yönünden mirasbırakanın milli hukuku, Türkiye’deki taşınmazlar yönünden ise Türk kanunları uygulanarak; taşınırlar ve taşınmazlar için ayrı olacak şekilde, Türkiye’deki sulh hukuk mahkemelerinden iki farklı mirasçılık belgesinin alınması mümkündür”
Türkiye’deki sulh hukuk mahkemelerinin bu konuda yetkili oldukları kabul edilmelidir.