Enerji düşünce kuruluşu Ember’in küresel elektrik talebinin yüzde 90’ını temsil eden 75 ülkenin verilerini analiz ederek hazırladığı ve 2021-2022’nin ilk yarılarının karşılaştırıldığı Küresel Elektrik Yarı Yıl Bulguları raporu açıklandı. Rapora göre, bu yılın ilk yarısında küresel elektrik talebi 389 teravatsaat (yaklaşık yüzde 3) artış gösterdi.
Rüzgar, güneş ve hidroelektrikten elektrik üretimi ise 416 teravatsaat (yüzde 12) artarak küresel elektrik talebindeki artışın üzerinde büyüdü.
Rüzgar ve güneş enerjisinden elektrik üretimi bu yılın ilk yarısında geçen yılın aynı dönemine göre 300 teravatsaat artışla küresel elektrik talebindeki artışın yüzde 77’sine eşit oldu. Çin’de rüzgar ve güneş enerjisi üretimindeki artış tek başına elektrik talebindeki artışın yüzde 92’sini, ABD’de yüzde 81’ini ve Hindistan’da yüzde 23’ünü karşıladı.
Rüzgar ve güneş enerjisinden elektrik üretimindeki büyüme bu yılın ilk yarısında küresel elektrik talebindeki artışın dörtte üçünü, hidroelektrik ise geri kalanını karşıladı.
AB ve Hindistan’da kömürden elektrik üretimi arttı
Yenilenebilir enerji kaynaklarından elektrik üretimindeki büyümenin bir sonucu olarak, fosil yakıtlardan elektrik üretimi sadece yüzde 0,1 artış gösterdi. Kömürden elektrik üretimi aynı dönemde 36 teravatsaat (yüzde 1) ve gazdan üretim 1 teravatsaat (yüzde 0,05) azaldı.
Bu durum petrol başta olmak üzere diğer fosil yakıtlardan elektrik üretiminde gözlenen 42 teravatsaatlik artışı dengeledi.
Avrupa Birliği’nde (AB) kömürden elektrik üretimi yüzde 15, Hindistan’da yüzde 10 artarken, Çin’de yüzde 3 ve ABD’de yüzde 7 geriledi.
Yenilenebilir enerji kaynaklarından elektrik üretimindeki büyüme dünya genelinde fosil yakıt kaynaklı elektrik üretiminin yüzde 4 artmasını engelledi. Yenilenebilir enerjideki büyüme yakıt maliyetlerinde 40 milyar dolar ve emisyonlarda 230 milyon ton karbondioksit eşdeğeri artışı da önledi.
Enerji sektörü kaynaklı emisyonlarda rekor riski
Bu yılın ilk yarısında fosil yakıtlardan elektrik üretimindeki duraklamaya rağmen, temmuz ve ağustos döneminde kömür ve gazdan elektrik üretiminde artış gözlendi. Bu durum enerji sektörü kaynaklı karbon emisyonlarının bu yıl geçen yıl ulaştığı rekor seviyeyi aşma riskini de oluşturuyor.
Ember Kıdemli Analisti Malgorzata Wiatros-Motyka, rapora ilişkin değerlendirmesinde, rüzgar ve güneşin enerji krizinde kendilerini kanıtladığını belirterek, şunları kaydetti: “Pahalı ve çevreyi kirleten fosil yakıtların hakimiyetine son vermenin ilk adımı, dünyanın artan elektrik ihtiyacını karşılayacak kadar temiz enerji üretmek. Enerji sektöründe kömür ve doğal gazın tepe noktasına ulaşıp ulaşmadığımızdan emin olamayız. Küresel enerji sektörü emisyonları çok hızlı bir şekilde düşmesi gerekirken hala tüm zamanların en yüksek seviyelerini zorluyor. Bizi iklim krizine iten fosil yakıtlar aynı zamanda küresel enerji krizine de neden oluyor. Bir çözümümüz var, o da rüzgar ve güneş enerjisi. Bu kaynaklar yerli ve ucuz. Şimdiden hem faturaları hem de emisyonları hızla azaltıyorlar.”