TBMM Genel Kurulu’nda önceki gün ülkede dirençli şehirler oluşturulması hakkında gündem dışı söz alan MHP İzmir Milletvekili ve biyoloji profesörü olan Hasan Kalyoncu, iklim değişikliği hakkında değerlendirmelerde bulundu. Kalyoncu’nun önerileri Meclis tutanaklarında özetle şöyle yer aldı: “TÜİK verilerine göre, Türkiye nüfusunun yaklaşık yüzde 90’ı kentlerde yaşamaktadır. Bu nedenle, kentler iklim değişikliğinden en fazla etkilenecek yerlerdir. Bu kentlerin büyük bölümü bugün bile yoğun trafik, plansızlık, yetersiz enerji, su temini, yetersiz altyapı, iklim değişimi etkileri, deprem, taşkın riskleri ve en önemlisi de bu risklerin kötü yönetimi gibi baskılarla karşı karşıyadır.
KÜLTÜREL DOKUYA UYGUN
Dirençli kentler oluştururken bu kent planlamalarının imara açılacak alanlar üzerinde yerleşim başlamadan ve kentlerdeki mevcut durumlar içinde kentsel dönüşüm alanlarının planlanması ve dirençli hâle dönüştürülmesi gerekmektedir. Şehrin yeşil alanlarının artırılması büyük önem taşımakta olup bu alanlar içinde yapılması gereken yapılar portatif ve kültürel dokuya uygun planlanmalıdır. Şehirlerdeki ağaçlandırma çalışmalarının altyapıya ve bina temellerine zarar vermeyecek şekilde olması ve yerel bitki örtüsünü yansıtacak şekilde düzenlenmesi gerekmektedir. Kuraklığa karşı şehirlerde yağmur suyunu depolayıp kullanabilecek alanlar oluşturulmalıdır.”
YERLEŞİM VURGUSU
Kentlerde yeşil alanlarda kullanılacak bitkilerin karbon emiliminin üst düzeyde olması hava kirliliğini de önemli ölçüde azaltacağını kaydeden Kalyoncu, “Değişen fırtınalara karşı koyacak çatı ve tabelaların kullanılması ve hesaplamalara oluşturulan iklim değişikliği katsayısının eklenmesi, fay hatları üzerinde yer alan yerleşimin kaldırılması, dere yatakları ve çevresi planlanırken iklim değişikliği katsayısının hesaplara katılması gerekmektedir.
Yağış rejimi değişimi, kuru dere yataklarını dahi tehlikeli hâle getirmiştir. Isınmayla birlikte şehirlerde özellikle yaz aylarında klimaların artışı ve şehri aşırı ısıtması da gündeme gelecektir. Bu sebeple şehirlerde hava koridorlarının oluşturulması önemli bir zorunluluktur. Atık su arıtım tesislerinden çıkan suların en azından sulamada kullanılabilecek düzeye çıkarılması ve park bahçe sulamalarında kullanılması, su tasarrufu açısından etkin bir yöntem olacaktır. Şehirlerdeki su kaçakları en aza indirilmeli, kanalizasyon sistemleri aşırı yağışları karşılayabilecek düzeyde olmalıdır” diye konuştu.
BETON ZEMİN KALDIRILMALI
Elektromanyetik alanların izlenme sistemlerinin kurulması gerektiğini kaydeden Hasan Kalyoncu, şunları söyledi: “Çocuk parklarından plastik ve beton zemini kaldırılıp kum ve toprak karışımı zemin yapılmalıdır. Sanayi bölgeleri çok iyi şekilde planlanarak şehir içerisinde kalan bölgeler bir an önce taşınmalıdır. Gelecekte nüfus artışı da hesaba katılarak şehirlerin geleceklerinin buna göre planlanması zorunlu hâle gelmiştir. Bu kapsamda, belediyelerin üzerine büyük iş düşmekte, Hükûmetin yapacağı işlerle uğraşmak yerine, kendi işleriyle ilgilenmeleri gerekmektedir.”