Kahramanmaraş merkezli 11 ili etkileyen depremlerin ardından özellikle eski binalarda yaşayan vatandaşların çoğu, binasının sağlam olup olmadığını merak etmeye başlamış ve bina dayanıklılık testlerine talep katlanmıştı.
Depremin acı gerçeğinin bir kez daha gözler önüne serildiği 6 Şubat’ta yaşanan depremlerden sonra kentsel dönüşüme ve güçlendirmeye talep artmıştı.
Son yıllarda arz yetersizliği ve talep artışı nedeniyle maliyetlerde yaşanan yükseliş konut fiyatlarını artırırken bu durum kiralara da zam olarak yansıdı. Depremlerin ardından güçlendirmeye yönelik talebin arttığını kaydeden uzmanlar, vatandaşların yüksek kiralar nedeniyle “binanın boşaltılmadan güçlendirilmesini” istediğini bildirdi.
“DAYANIKLILIK TESTİ VE GÜÇLENDİRMEYE TALEP ARTTI”
Deprem Güçlendirme Derneği (DEGÜDER) Başkanı Sinan Türkkan, yaptığı açıklamada, binasının riskli olduğunu düşünen veya depreme karşı dayanıklı olup olmadığını öğrenmek isteyen vatandaşların, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığınca belirlenen kurum ve kuruluşlara başvurarak bina dayanıklılık testi yaptırabildiğini söyledi.
Bakanlığın internet sitesinde, risk tespit raporu için başvurulabilecek belediyelerin, meslek odalarının, kamu kurumlarının, üniversitelerin ve özel kuruluşlar ile firmaların bulunduğunu dile getiren Türkkan, kısa sürede çıkan bu raporun binanın depreme karşı dayanıklı olup olmadığını ortaya koyduğunu anlattı.
Türkkan, bu raporun, binanın yıkılıp tekrar yapılmasına veya güçlendirilmesine dair sonucu da gösterdiğini kaydederek, “Ülkemizde 6-7 milyon arasında riskli konut olduğu belirtiliyor. Şiddetli bir depremde hasar alması beklenen bu konutların 5 milyonunun güçlendirmeyle kurtarılabileceğini daha önce açıklamıştık. Maliyetlerdeki yükseliş, güçlendirmeye talebi artırdı.” dedi.
“VATANDAŞ İÇİNDEN ÇIKMADAN GÜÇLENDİRME YAPILMASINI İSTİYOR”
Sinan Türkkan, tamamen bilimsel metotlarla yapılan ve dünyanın bütün gelişmiş ülkelerinde uygulanan güçlendirme sayesinde binaların hızlı ve düşük maliyetle depreme karşı dayanıklı hale geldiğini söyledi.
Son yıllarda karşı karşıya kalınan yüksek kira probleminin “binanın boşaltılmadan güçlendirilmesine” talebi artırdığını dile getiren Türkkan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bu güçlendirme yöntemi de dünyaca kabul görmüş bilimsel metotlar ve mühendislik ilmi sayesinde çok rahat bir şekilde uygulanabiliyor. İçeride bina sakinlerinin yaşaması herhangi bir engel teşkil etmiyor. Bunu yaptıran vatandaşlarımızın memnun olduğunu görüyoruz. Bir dönüşüm projesi minimum 2 yıl sürerken binaları 6 ayda güçlendirebiliyoruz. Daire bazında bu süre daha da kısa sürüyor. Vatandaşlarımız taşınmadan, kira ödemeden riskli binasını güçlendirebiliyor.”
“GÜÇLENDİRME PROJELERİ İÇİN EHİL ŞİRKETLER VE KİŞİLER BELİRLENMELİ”
Türk Dünyası Mimarlar ve Mühendisler Birliği Kentsel Dönüşüm Komisyonu Başkanı Nihat Şen de son yıllarda özellikle İstanbul’da kiraların aşırı hızla artması nedeniyle vatandaşların riskli binalarını tahliye etmekte güçlük çektiğini söyledi.
Yüksek kiralar ve maliyetler sonucunda, vatandaşların binalarını depremde güvenli hale getirmek için güçlendirme metodunu tercih etmeye başladığını anlatan Şen, şu açıklamalarda bulundu:
“Gönül ister ki riskli binalar alan bazlı dönüşsün, şehre değer katan projeler sosyal donatı alanlarıyla birlikte inşa edilsin. Ancak özellikle inşaat maliyetlerindeki artışlar nedeniyle ve konut kredi faiz oranlarının yüksek olması nedeniyle kentsel dönüşüm yavaşladı. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın hayata geçirdiği Yarısı Bizden Kampanyası’na vatandaşların ilgisi aslında bu alandaki isteği gösteriyor.”
Şen, bazı vatandaşların artık yüksek kiralar nedeniyle güçlendirme yapılırken evde oturmak istediğini kaydederek, “Vatandaşlarımız bu süreçte konforlarından taviz vereceklerini unutmamalı. Güçlendirme projeleri için ehil şirketler ve kişiler belirlenmeli.” diye konuştu.
“TÜM BİNALARDA UYGULANMASI MÜMKÜN DEĞİL”
Yıldız Teknik Üniversitesi’nden doktor inşaat yüksek mühendisi Mustafa Bozyiğit de bütün binaların boşaltmadan güçlendirilmesinin mümkün olmadığını belirterek şunlara vurgu yaptı:
“Mesela güçlendirme yaparken bazı duvarları yıkıp yeniden yapmanız gerekiyor. Böyle bir durumda içeride yaşam çok mümkün olmuyor. Ayrıca sıvadan boyaya kadar bir sürü işlem yapılıyor, iskele kuruluyor. Yeri geliyor kapıyı kapatmak, kilitlemek mümkün olmayabiliyor. Binanın boşaltılmadan güçlendirilmesi güvenlik ve sağlık açısından tüm yapılarda uygulanamaz. Öte yandan vatandaşlarımızı merdiven altı güçlendirme firmalarından uzak durmaları konusunda uyarmak istiyorum. Özellikle depremlerin ardından bu konuda şikayet alıyoruz.”
Bozyiğit, ciddi bir mühendislik yapılmadan uygulanan güçlendirme projesinin yarardan çok zararının olacağını kaydederek, “Yapının gerçekten güçlendirmeye ihtiyaç olan kısmının tespit edilmesi ciddi bir mühendislik çalışması ve deneyim gerektirir. Bu nedenle vatandaşlarımızı iyi araştırma yapmaları konusunda uyarıyorum.” dedi.